GÜZEL VE ÇİRKİN MASALLI

Güzel ve Çirkin

DÜNYA MASALLARI                  

GÜZEL VE ÇİRKİN

 Bir varmış bir yokmuş;

 Zamanın birinde zengin mi zengin bir tüccar yaşarmış. BU tüccarın üç kızı varmış. Bu üç kızdan ikisi çok bencillermiş. Biri ise çok güzelmiş. Ama sadece kendisi değil kalbide çok güzelmiş. Bu güzeller güzeli iyiler iyisi kızın adı güzelmiş.

 Güzel babasını çok severmiş. Babası bütün çocuklarını çok sevse de en çok güzeli severmiş çünkü bu yüreği de yüzü de güzel kız ona çok düşkünmüş.

 Günlerden bir gün babası çok büyük bir iş için çok uzak ülkelere özel şeyler alıp bunları getirip satmak için yola çıkacakmış. Güzel o gün babasının hazırlanmasına yardım etmiş etmesinde içinde bir endişe varmış. ‘Babacım çok dikkatli olun içimde bir his var.Bu yolculuğu erteleyemez misiniz ‘ demiş.

 Kız kardeşleri ise ‘ Babacım siz güzele bakmayın. Hemen gidip hemen dönün bize çok güzel elbiseler ,takılar getirin ‘ demişler.

 Babası güzelin ona olan düşkünlüğünden endişelendiğini zannedip ‘ kızına sarılıp öpmüş sonrada ‘ Güzel endişelenme sen kendine iyi bak. Gelirken sana ne getiriyim’ demiş.

 Güzel ‘ babacım siz sağ salim ,sağlık içinde dönün bana yeter ‘demiş.

 Babası kızının sözlerine çok sevinmiş. Kızlarını birbirine emanet etmiş ve yola çıkmış. Bu sırada kız kardeşleri Güzel’e kıkır kıkır gülmüşler.

 Günler günleri kovalarken güzel büyük ve güzel evlerinin bahçesindeki gülleriyle ilgilenerek vaktini geçirmiş. Babalarının dönme vakti gelmesine bahar bitip yaz geçmesine hatta sonbahar geçmiş ama babaları dönmemiş. Güzel artık endişelenmeye her günü babasının yolunu beklemeye başlamış .

 Kız kardeşlerinin ise parti parti davet davet gezerken sonbaharın  bile bitiğini fark etmemişler .

 Günler den bir gün gecenin bir vakti Güzel kapıda duran arabanın sesi ile kapıya koşmuş. Gelen babasıymış. Babası çok perişan ve hasta görünüyormuş. Kızları hediyeleri için koşup gelirken Güzel babasını koluna girip odasına çıkarmış. Babası  koltuğuna oturup kızlarına hediye getiremediğini. Gemilerinin dönüş yolunda batığını bütün gemilerini mallarını ve parasını kaybettiğini söylemiş.

 Babası çok üzgün ve perişanmış. Güzel ‘Babacım siz geri geldiniz bizim için önemlisi bul. Bir bir arada olalım her şeyi yaparız ‘ demiş demesine de kız kardeşleri için mesele babaları değil rahat zengin hayatlarıymış. Babalarını bırakıp parasız kaldıklarına ağlamaya başlamışlar.

 Güzel babasını teselli etmiş yanında olmuş. Derken babası bütün her şeyini kaybetmiş. Kısa sürede en küçük evlerine geçmişler. Her şeyleri ellerinden alınmış. Hizmetçiler gitmiş. Ama kız kardeşlerin eve, babalarına bakmaya niyetleri yokmuş. Güzel ise eve , babalarına kız kardeşlerinin istediklerini yapmak elbiselerini dikmeye başlamış.

  Bu sırada babaları üzüntüden çok ama çok hastalanmış. Güzel babasına çok iyi bakıp iyileşmesine yardım etmiş. Bu sırada küçük ama sevimli evlerine kış gelmiş. Yoksulluk ve zorluk içinde günleri geçerken bir haberci babasının batan gemilerinden birinin kurtulduğu haberi gelince herkes çok sevinmiş.

 Babası yola çıkarken babasına yemekler yapmış. Sıkı sıkı sarmış. Babası kızlarına iyi haberlerle gelme sözü vermiş. ‘ Kızlarım gelirken size ne getiriyim ‘ demiş. Bencil kızları elbise isterken Güzel hiçbir şey istememiş.

  Güzel günlerce babasını pencere kenarında beklerken kışın en soğuk gecesinde babası geri dönüş yollundaymış. Derken yolda dolandırıcılarla karşılaşmış bütün parasını kaptırmış. Onca yol gidip gene eli boş gelen yaşlı adam ne yapacağını bilemez halde dönerken çok üzgünmüş.

 Gece hava çok soğuk ve karanlıkmış yaşlı adam karanlıkta yolunu kaybedip ormanda yolunu ararken elleri ayakları donmaya başlamış. Tam artık evime geri dönemem diye düşünürken kocaman bir şato görmüş. Bu ıssız ormanda bütün ışıkları yanan bu şatoda kalacak bir yer bulur birazda ısınırım diye kapılarını çalmış. Derken kapı kendiliğinden açılmış.  

 İçeri girip dolaşan yaşlı adam kimseyi görememiş. Büyük bir salona geldiğinde kocaman bir şöminenin alev alev yanıp odayı ısıtışını görünce çok mutlu olmuş.

  Tam ısınmak için şöminenin başına giderken up uzun bir masanın mükellef yemeklerle donatılmış olduğunu görmüş. Yemekler o kadar güzel oda o kadar sıcakmış ki yaşlı adam hiçbir şey düşünmemiş sadece ‘ Kimse yok mu? Ben yolumu kaybettim.  Bu yemekleri yememde;  bu gece burada kalıp dinlenmemde bir sakınca var mı?’ diye sorabilmiş. Ama kimse cevap vermemiş. Yaşlı adam daha beklememiş ve yemekleri yemeye başlamış. Sonrada şöminenin yandığı bir odada yatağa uzanıp uyumuş. Sabah kıyafetlerini yıkanmış bulmuş.

 Sabah olmuş yaşlı adam uyandığında bakmış ki şömine hala yanmaktaymış. Masada kahvaltı hazır onu beklemekteymiş. Buna çok şaşıran yaşlı adam önce kahvaltısını yapmış sonrada teşekkür etmek için bütün evi gezmiş bakmış çok güzel bir ev ancak evde kimse yaşamıyor ama’ Bu evde kimse yaşamıyorsa bu kahvaltıyı kim hazırladı. Biri olmalı ‘ demiş ve aramaya devam ederken bir de bakmış çok güzel bir bahçe kış sogundan eser yok muş.

 Bu bahçede birbirinden güzel çiçeklerle bezeliymiş. Bahçeyi hayranlıkla gezerken eşsiz güzellikte güller görmesin mi ! Yaşlı adam şu güzel gülden bir tane alıp Güzel e götürürsem onu çok memnun ederim demiş ve bir tek güllü dalından kopardığı anda olan olmuş. Yer gök bir canavarın kükremesiyle inlemiş ve  hava kararmış ev karanlıklara boğulurken inanılmaz çirkin bir canavar kükreyerek yaşlı adamın yanına gelmiş. Yaşlı adamın korkudan neredeyse kalbi duracakmış.

 Canavar kükreyerek:’ Ben sana evimi açtım. Karnını doyurdum. Sen bunula yetinmedin güllümü çalmaya kaktın. Şimdi seni öldüreceğim ‘ demiş.

 Yaşlı adam korudan tir tir titreyerek ‘ Şey ben beni affedin. Ben küçük kızımın gülü sevdiğini bildiğim için ona gül hediye etmek istemiştim . Bana evinizin kapısını açtınız .Karnımı doyurdunuz hatamı affedin ‘ demiş.

 Canavar yaşlı adamı öldürmekten tek bir şartla vazgeçmiş. Gülü götüreceği kızlarından biri buraya gelecek ve senin yerine benimle burada yaşayacak demiş. Yok yaşlı adam kaçarsa canavar onu üç ay sonra öldüreceğini söyleyince yaşlı adamın dizleri titreyerek kabul etmiş.

 Canavar ona atını geri vermiş. Yaşlı adam hızla oradan uzaklaşmış ve evine korku içinde varmış.

 Babalarını gören kızlar çok sevinmişler. Ama yaşlı adam yolda gelirken dolandırıcılara kurtardığı malları ve parayı da kaptırdığını söyleyince kızları onu bırakıp giderken Güzel babasını hiç yalnız bırakmış baba kız dertleşirken babası dayanamayıp diğer kızlarını da çağırmış ve olanı biteni anlatmış. İki kız çok korkmuşlar ve ‘ Baba gülü Güzel için almışsın. O zaman senin yerine Güzel gidip o canavarla yaşamalı. Hem onu öldürmeyecekmiş.’ Demiş bir daha bu konun sözünü ettirmemişler. Babaları da  Güzele gülünü vermiş.’ Kızım senin gitmene gerek yok üç ay sonra ben giderim. Onunla yaşamayı kabul edersem sizi rahat bırakır’ demiş.

 Günler günler geçmiş her gün Güzel kendisi gitmeyi teklif etmiş .Baharın ilk günleri gelirken sonunda babasını ikna eden gül babasıyla canavarın şatosuna doğru yola çıkmış. Yaşlı adam  yolu hatırlamakta zorlansa da atı sanki atı yolu çok iyi biliyormuş . Baba kız şatoya  varmışlar . Kapı açıkmış içeri girdiklerinde onları gene çok güzel bir masa mükemmel bir sofra bekliyormuş. Oturup yemeklerini yemişler . Güzel çok korksa da beli etmiyormuş. Babası ise kızını bırakıp gitmek istemiyormuş.

  Yemekleri bitince canavar ortaya çıkmış ve Güzele ‘ Buruya babanın zorladığı için mi geldin yoksa kendi isteğinle mi geldin’ demiş.

 Güzel korkudan dizleri elleri titrerken ‘ Kendi isteğimle geldim ‘ demiş.

 Canavar’ Baban ile vedalaş artık gitmeli . Burada benimle kaldığın sürece baban güvende olacak ‘ demiş.

 Babası kızımı değil beni al demek istemiş ama canavardan öylesine çekinmiş ki kızına da ona da bir şey yapacak sanmış. En azından kızım güvende diyerek kızına sarılıp vedalaşmış. Güzel ‘ Babacım ben güvendeyim . Sen üzülme. Bak ben burada güvendeyim sen kardeşlerimle ilgilen’ demiş. Babası atına binip giderken kapılar kapanmış ve güzel koca şatoda canavarla yalnız kalmış. Yaşayacağı şatoyu gezmeye başlarken canavarla karşılaşmaktan çok korksa da karşılaşmamış.

   Şatonun en üst katına geldiğinde bir odanın kapısı açıkmış. Bu oda çok ama çok güzelmiş girer girmez çok seven güzel bakmış ki odanın her köşesinde babasının ona getirdiği eşsiz güzellikte güllerden varmış.Gülleri koklar ken uykusu gelmeye başlamış. Güllerle bezeli yatağa yatar yatmaz uyumuş.

 Güzel o gece bir rüya görmüş. Kocaman bahçesi olan bir saraydaymış Bu sarayın bahçesinde yapa yalnız gezen bir adam varmış. Adamın yanına gidip kim olduğunu nerede olduğunu sormak için koşmuş ancak adama bir türlü ulaşamamış.

 Güzel uyandığında odasına dolan gül kokusuyla çok mutluymuş. Birde ne görsün odasına bir birinden güzel bir çok elbise takı ve ayakkabı bırakılmış. Güzel kıyafetlerinin kendine ait olduğunu anlayınca önce aynanın karşısında hepsine bakıp en begendiğini giyip salona inmiş. Masada çok güzel bir kahvaltı onu bekliyormuş. Masada o güzel güllerden varmış. Gülleri koklayarak sofraya otururken birinin kendisini biliyormuş. Bu güzeli çok huzursuz hissetse de yapacak bir şeyi yokmuş.

 Kahvaltısı bitiğinde canavar çıka gelmiş. ‘ Güzel burası senin her şey senindir. Ancak buradan ayrılmaya kalkarsan olacağı biliyorsun. Her akşam beraber yemek yiyelim. Her gün Güzel yüzünü görmek istiyorum  ‘ demiş.

 Güzel ‘ beni ne zaman bırakacaksın’ diye sorduğunda canavar üzgün gözlerle ‘ buradan gidemesin. Beni bırakırsan ben ölürüm ‘ demiş.

 Güzel bu sözlerden hiçbir şey anlamamış. ‘ Her şey için teşekkür ederim ‘ demiş.

 Her gün şatonun bir başka bir güzelliğini keşfeden Güzel; bir gün Şatonun bir odasında dev bir kütüphane bir başkasında müzik aletleri görünce çok mutlu olmuş.

 Şatonun her odası ayrı güzelmiş. Güzel sesli olarak ne istediğini söylerse orada o beliriyormuş.

 Güzel günlerini müzik odasında , kütüphanede ve en çok ta bahçede geçiriyormuş. Bahçe eşsiz bir güzelliğe sahipmiş. Bahçedeyken canavarın etrafında olduğunu daha iyi fark eden güzel zamanla ondan rahatsız olmamaya başlamış.  

 Bagzen müzik odasında ‘ piyanı dinlemek istiyorum dediğinde piyanodan çok güzel melodiler dinlermiş.  Her gün kütüphaneden bir kitabı eline alıp okumak istediğinde ‘ Kitaplar ın ön kapağında altın yaldızlı  ‘ Sevgili prensesim her şey emrinizde ‘görünür Güzel okuduktan sonra kaybolurmuş.

 Güzel şatoda yaşamaktan çok mutluymuş. Şato ona huzur ve güzel veriyormuş.  Canavarı gün boyunca bir daha görmese de onu izlediğini biliyormuş. Şato çok güzelmiş. O kadar güzel bir yerde her günü bir yeri gezmekle geçerken daha çok eşsiz bahçede zaman geçirip. Her akşam canavarla yemek yiyip. Onun hediye etiği eşsiz güllere bile alışan güzelin tek sıkıntısı; Canavarın ‘ Benimle evlenir misin? Benimle kalacak mısın ‘sorularına her seferinde’ Hayır’ cevap verip odasına çıkarmak bile güzel için tek sıkıntıymış..

 Güzel babasını çok özlemiş. Bir gün artık yüzü gülmez hiçbir şey onu mutlu etmez olmuş. O günlerden birinde canavar ‘ Güzel derdin ne  ‘diye sorduğunda. ‘ Babamı çok özledim onu görmek istiyorum’ demiş. Canavar ‘ Hayır gidemezsin. Beni bırakıp gitmene izin veremem .’ demiş ama ertesi sabah güzel yanı başında bir ayna bulmuş birde not. ‘ BU sihirli aynadır kimi görmek istediğini söylersen onu sana gösterir ‘ yazıyormuş.

 Güzel aynaya bakarak babasını düşününce karşısına babası gelmiş. Bir de bakmış iyi durumda kardeşlerinin keyfi yerinde güzel de çok mutlu olmuş o gece yemekte canavara teşekkür etmiş. Canavarda Güzele evlenme teklif etmiş. Güzel reddetmiş.

 Günler böyle günler geçerken Güzel her gün bahçeyle ilgilenip her akşam canavarın evlenme teklifine hayır derken canavar her gün biraz daha ondan uzaklaşıyormuş.

  Güzel babasını görmek istediği için aynayı almış . Babasını görmek istediğini söylemiş babasını hasta görünce çok üzülmüş. Sabah olduğunda şatoda canavarı aramaya başlamış. Sonunda bahçede büyük çeşmenin başında bulmuş. Canavara babasının hasta olduğunu onu görmek istediğini söylemiş. Canavar bunu bildiğini ama onu gönderemeyeceğini söylemiş.

Güzel çok üzülmüş ama çaresiz kabullenmiş . Her akşam canavar babasına gitmek istediğini söyleyince  canavar her seferinde gönderemeyeceğini söylemiş. Günler geçmiş canavar artık akşam yemeklerine gelmez olmuş. Güzel de o kibar bir beyefendi gibi davranan canavarı görememekten yalnız kalmaktan hiç mutlu değilmiş. Canavar her akşam odasına bir gül bırakıp geceleri şatodan ayrılıyormuş sabah olduğunda gelen canavar sonra gözden kayboluyormuş.

 Günler geçtikçe yalnız kalan Güzel babasının yapa yalnız hasta yatağında kaldığını görünce canavarın peşine düşmüş. ‘ Babam çok hasta onu görmek istiyorum. Söz veriyorum geri döneceğim ‘ demiş.

 Canavar ‘ Peki gidebilirsin . Ama bir hafta içinde geri dön dönmezsen kederinden ölürüm’  demiş. Güzel canavara çok teşekkür etmiş. Akşam yemeğinde canavar Güzele bir yüzük hediye etmiş.’ Bu yüzüğü takıp uyuduğunda gitmek istediğin yeri söyle sabah orada olacaksın.

  Unutma prensesim sen olmasan ben ölürüm ‘ demiş. Güzel de bir haftada döneceğine söz vermiş . Canavar’ Bana geri dönmek istediğinde yüzüğü çıkarıp yatağının yanına koy ve buraya gelmek istediğini söyle  sabahına şatomuzda olacaksın‘ demiş. 

 Güzel, o gece yatağının başında bir gül ve altın yaldızla yazılmış bir not bulmuş ‘ Bu gülü yanından ayırma ki beni unutma prensesim . Bana geri dönmeyi unutma ‘.Yazıyormuş.

 Güzel yüzüğü takıp uyumuş sabaha babasının yanında uyanmış. Gülü de yanı başındaymış. Babası Güzeli görünce çok sevinmiş. Kız kardeşleri evlenip gittikleri için babası artık yalnız kalıyorlarmış. O gün akşam üstü kız kardeşleri babalarını ziyaret e geldiklerinde bir de bakmışlar Güzel üstelik eşi benzeri olmayan kıyafetler takılar içerisinde .

 Kız kardeşlerini Güzeli çok kıskanmışlar öyle ki onun ölmesini isteyecek kadar. Güzel bir kötülük yapmanın yolunu bulmak için  orada kalmaya başlamışlar . B

 BU sırada güzel kız kardeşlerine iyi kalbini etkisiyle neyi varsa hediye etmeye ve eskisi gibi evin bütün işlerini yapmaya başlamış. Babası da Güzelin geldiği hali ile iş yapan halini düşünüp üzülüyormuş.

 Derken Güzel bir hafta içinde geri dönmek zorundayım demiş. Bunu duyan kız kardeşleri durur mu. Güzeli günlerce öyle oyalamış öyle çalıştırmışlar ki güzel iki haftadır orada olduğunu anlamamış.Bu sırada hasta babası da iyileşmiş. Bu sırada şatonun bahçesindeki adamı sık sık görüyor ama ona bir türlü yetişemiyormuş.  

  O sabah Güzel şatosunu ve canavarı özlediğini fark etmiş.Bu sırada zamanın ne kadar geçtiğini fark edip yüzüğünü aramaya başlamış ama bir türlü bulamamış. Endişe içinde bir gün geçirmiş.

 Kız kardeşleri ise her an gelecek olan canavarı bekliyorlarmış. ‘ Canavar gelse de Güzeli öldürse ‘ diye düşünüyorlarmış.

 Güzel o gece rüyasında  şatonun bahçesinde havuzun içinde canavarın yatığını ve’ bana geri dönmediğin için ölüyorum ‘ dediğini duyarak uyanmış. Sabah aynada canavarı görmek istemiş görememiş. Sabah erkenden gitmek isteyince babası canavar ölüyorsa ölsün sende özgür ol deyince güzel   Güzel ‘ Baba canavar kötü değil sana yardım eti.Bana zarar vermedi. Beni evime gönderdi ama ben şimdi anlıyorum ki benim evim o şato’ demiş.

 Derken tekrar yüzü aramak isterken iki kız kardeşini elinde olduğunu görünce hemen gidip almış ‘ Bu yüzüğü size verdiğimi sanmıyorum. Neden yüzüğümü aldınız’ demiş.

  Bu yüzüğü biz bulduk. O senin değil bizi deyip elinden almak isteyince Güzel ‘ Bu yüzük kaybolmadı siz alıp sakladınız. Amacınız neydi canavar gelip bana zarar versin istediniz. ‘ deyip çok kızmış ve yüzüğünü alıp odasına gitmiş.

 Gün boyu canavarı düşünerek geçirdikten sonra yüzüğü yatağının başına koyup şatoya gitmek istediğini söylemiş. Gece gözünü şatoda açmış.

  Şato kapkaranlıkmış. Her yeri harabe hal deymiş. Bütün ışıklar karanlık olduğu için karanlıkta canavarı aramaya başlamış. Yemek salonuna gitmiş kimse yokmuş.

 Tekrar aramaya başlamış ‘ Canavar ben geldim. Canavar ben geldim. ‘ diyerek bütün şatoda canavarı aramış bulamayınca bahçede aramaya başlamış ve havuzun içinde yatan canavarı görmüş.

 Koşup başını dizine aldığı canavarı son nefesini verdiğini anlayınca çok üzülmüş ağlamaya başlamış. ‘ Bak ben geldim. Artık hiçbir yere gitmeyeceğim. Ben seni terk etmedim.’ Demiş demesinde canavar gözlerini zorlukla açıp ‘ beni unuttuğunu sandım. Güzel benimle evlenir misin ? Güzel Ağlayarak ‘ Ben seni hiç unutmadım seninle evlenirim demiş. Gözleri kapanan canavara sarılıp ağlayan güzel için için ‘ canavar seni seviyorum’ yiyormuş.

 Derken  canavar parlamaya başlamış ve gözleri kamaştıran ışık içinde kaybolmuş. Şato bütün bahçe ışıklar içinde kalmış ve bir de bakmış rüyasında gördüğü adam tam karşısında  duruyor.

 Adam güzeli elinden tutup kaldırmış ve sarılmış sonrada  Güzel ben canavar sandığın prensim burası benim ülkem bir cadı beni bir canavara cevirdi. Ben bir kadın severse ve benimle evlenirse normale döne bilecektim. Sen beni gerçekten sevdin benim için göz yaşı döktün bende kurtuldum’ demiş

  Güzel ve kral evlenmişler . Herkesin çok ama çok sevip saydığı prens ve prenses olmuşlar.

 Güzelin kız kardeşleri ise kıskançlıktan deliye dönerken güzel olmuş kraliçe canavar ise iyi yürekli kral dönüşmüşler .

 Bir masalın daha sonuna geldik.

Değerlendirme: 1 / 5.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s