KURT VE LEYLEK

Kurt ile Leylek Masalı

 Bir zamanalar uzak bir ülkenin güzel ormanında  günlerden bir gün aç bir kurt, kuzu sürüsüne dalmış ve bir kuzu kapmış. ‘Çoban gelmeden gideyim, yakalanmayayım’ diye kendi kendine düşünürken aceleyle kuzuyu yemiş ve  hızlıca kaçmaya başlamış. Ama bu  sıradan yemeğinden arta kalan bir parça kemik boğazına takılmış.

Canı öyle çok yanıyormuş ki acıyla kıvranmaya, sağa sol koşuşturmaya başlamış. Hareket ettikçe daha çok batan kemiğin acısı, artık dayanılmaz bir hal almaya başlamış. Kemiği çıkarmak için bir çok yol denemiş ama bir türlü başaramamış. Sonunda göle gidip su içiyim belki kemikten kurtulurum diye göle giderken  bir de bakmış Bir leylek göl kenarında durmuş ‘gölden su içersem kurtula bilirim ‘diye düşünmüş.

 Hemen yanına gidip “Aman leylek kardeş, çok zor durumdayım, çaresiz kaldım. Lütfen bana yardım et. Boğazımda bir kemik parçası kaldı. Ne kadar uğraşsam da çıkaramadım. Canım yanıyor. Hem sana karşılığını da kat  kat veririm, merak etme!” diye yalvarmaya başlamış.

Leylek, kurttan ağzını açmasını istemiş. Uzun gagasını boğazına doğru sokarak küçük kemiği ustalıkla oradan çıkarmış. Rahatlayan kurt şöyle bir gevşemiş ve salına salına hiçbir şey olmamış gibi  ormanın içine doğru yola koyulmuş.

Duruma şaşıran leylek, “Hey! Kurt kardeş. Ben seni, acılarından kurtardım, sen ise yürüyüp gidiyorsun. Hani karşılığını verecektin. Neyse, onu da istemiyorum hiç olmazsa teşekkür et,” diye seslenmiş.

Kurt biraz sinirli bir şekilde ona doğru dönüp “Demek böyle söylüyorsun leylek kardeş. Sen hiç düşünmeden kafanı benim gibi heybetli bir hayvanın ağzına soktun ve sapasağlam çıkardın. Buna şükredeceğine bir de karşılık bekliyorsun, öyle mi?” demiş. Sonra da yürümüş gitmiş.

Lafonten

Değerlendirme: 1 / 5.

3 yorum

Yorum bırakın