parmak çocuk DÜNYA MASALLARI
DÜNYA MASALLARI
PARMAK ÇOCUK
Evvel zaman içinde küçücük bir kulübede yaşayan çok yoksul bir karı koca varmış. Bu karı koca yoksulluklarından hiç şikayet etmezlermiş onlar mutlularmış tek dertleri ise bir çocuklarının olmayışıymış.
Karı koca gündüz çalışır çabalar evlerini geçindirir geceleri ah keşke bir çocuğumuz olsa diye üzülürlermiş.
Günlerden bir gün karı koca karar verip evlerinin yakınında yaşayan büyücüye gidip yardım istemeye karar vermişler. Karı koca biraz korkarak büyücüye gidip yardım istediklerinde büyücü onlara sihirli bir tohum vermiş ve ‘ bu tohumu ekin ve beklemeye başlayın ‘ demiş. Karı koca sevinç içinde evlerine gelmişler ve sihirli tohumu küçük bir saksının içine ekmişler.
Günler günler geçmiş. Karı koca gelip gidiyor umutla saksıdan çıkacak şeyi bekliyormuş tam ümitlerinin kesildiği bir günün sabahında güneş ışıl ışıl parlarken tomurcuk açmaya başlamış .Bir de bakmışlar tomurcuk açıyor karı koca merakla bakarken Tomurcuğun ortasına çok sevimli minicik bir erkek çocuğu duruyormuş.
Karı koca bu minik çocuğu görünce çok ama çok şaşırmışlar. Onlara güzel gözlerle bakan erkek çocuğu bir fasulye tanesi kadar küçükmüş. Ellerine alıp şaşkın şaşkın bakarken ‘ Çok küçük ama avucumuza sığan bir çocuğumuz oldu. Ama bizim çocuğumuz oldu . Bunca sene çocuğumuz olsun istedik sonunda çocuğumuz deyip’ çok sevinmişler.
Akşama kadar onunla ilgilenip yanlarından ayırmamışlar. Akşam olunca ona ceviz kabuğundan yatak yapmışlar ve çocuklarını üstünü güzel bir yaprakla örtüp uyuyana kadar yanından ayrılmamışlar. Uyunca odadan çıkmışlar. Onlar çıkınca açık olan pencerenin önünde bir çift göz belirmiş. BU gözler küçük çocuğa hiç iyi bakmıyormuş. Sonunda odaya çirkin bir kurbağa girmiş ve küçük çocuğa kötü kötü bakmış .
Kalbi kötü kendi çirkin kurbağa parmak çocuğa bakıp ‘ Bu çocuk çok küçük parmak kadar bundan iyi işçi olur ben bunu götürüp madenimde çalıştırayım. Köle yaparım ’ demiş. Sonrada ceviz kabuğunu sırtlayıp götürmüş.
Sabah olunca oğullarını göremeyen anne ve babası çok üzülmüşler ve açık olan pencereden gitti zannedip onu aramaya başlamışlar.
Onlar oğullarını ararken parmak çocuk başka bir yerde uyanmış. Bir de bakmış evinde değil karşısında çirkin mi çirkin kurbağa .
‘ Ben neredeyim. Annem ve babam nere deyim’ demiş.
Kurbağa gülerek ‘ Artık benimsin. Benim kölem oldun. Benim madenimde çalışacaksın. Sakın kaçabileceğini sanma kaçmaya çalışırsan seni yerim ‘demiş.
Parmak çocuk çok ama çok korkmuş. Ağlamaya başlamış. Çirkin Kurbağa ise çok kötü davranıyormuş. Bu sırada onları izleyen kırmızı balık parmak çocuğun haline çok üzülüyormuş. Parmak çocuk sürekli çirkin kurbağaya yalvarıyormuş ‘ Lütfen beni bırak anneme babama yanına gidiyim. Onlar beni çok özlemişlerdir. Çok merak etmişlerdir ‘ diyip diyip ağlıyormuş.
Kırmızı balık bir gün parmak çocuğun bu haline dayanamamış ve gizlice yanına gelmiş. ‘ Parmak çocuk parmak çocuk ben sana yardım ederim . seni çirkin kurbağadan kurtarırım ‘demiş ve onu bir yaprağa bindirip altan çeke çeke ordan kaçırmış. Parmak kurtulduğuna çok sevinip kırmızı balığa defalarca teşekkür etmiş.
Kırmızı balık çok yalnızmış ve bir arkadaşı olsun istiyormuş onun için parmak çocuğa ‘ Parmak çocuk sen yalnızsın ben yalnızın gel arkadaş olalım beraber mutlu mutlu yaşarız demiş. Parmak çocuk kırmızı balığa ’teşekkür ederim kırmızı balık ama benim bir annem ve babam var onlar beni çok merak etmişlerdir onların yanına gitmeliyim beni kıyıya bırakır mısın ‘demiş. Kırmızı balıkta parmak çocuğun istediğini yapıp onu kıyıya bırakmış. İki arkadaş vedalaşmış ve parmak çocuk evinin yolunu tutmuş. Uzun yorucu bir yolculuk olmuş kuşlardan , böceklerden kaça kaça saklana saklana evinin yolunu bulmuş sonunda evine geldiğinde anne ve babasını onu gözü yaşlı beklerken bulmuş.
Parmak çocuk ailesine onlarda çocuklarına kavuşmuşlar. Hep beraber güzel bir ömür sürmüşler.