PAMUK PRENSEs DÜNYA MASALLARI

             DÜNYA MASALLARI

  PAMUK PRENSES

 Zamanın birinde bir ülkenin güzel mi güzel bir kraliçesi varmış.

 Günlerden bir gün .Her yerin karla kaplandığı bir kış gününde uzak bir ülkede yaşayan bir kraliçe pencere kenarında oturmuş nakış işlerken birden eline iğne batmış. Gergefin üstüne üç damla kan damlamış.

 Kraliçe kan damlalarına bakarak ‘ Çocuğum kız olursa , teni kar kadar ak: Yanakları kan kadar al, saçları pencerenin çerçevesi kadar kapkara olsun’ diye içinden geçirmiş. Kısa süre sonra bir kız çocuğu olmuş. Bu kız çocuğu ak tenli, al yanaklı, kapkara saçlı dünyalar güzeli bir bebekmiş. Ona Pamuk Prenses adını vermişler. Ama kraliçe kızının doğumundan kısa süre sonra ölmüş. Kral kızı çok ama çok seviyormuş. Onu hiç gözünün önünden ayırmasa da ülkesinin bir kraliçeye kendisinin bir eşe kızının da bir anneye ihtiyacı varmış. 

 Günlerden bir gün kral çok güzel bir kadınla evlenmiş. Kraliçe çok güzelmiş ama bir o kadarda kibirliymiş . Kendi kadar güzel birinin olabileceği düşüncesine bile tahammülü yokmuş.   Odasında sihirli bir aynası varmış Her gün aynasının karşısına geçer güzelliğini izlermiş.

 Karliçe : Aynasına ‘ Ayna , ayna söyle bana en güzel kim bu dünyada ‘ diye sorarmış. Aynada  : ‘ Siziniz Kraliçem ‘ dermiş.

 Kralın uzak bir ülkeyi ziyaret etiği yıllardan biri gelip çatmış.

 Günler böyle geçerken Pamuk prenses on dört yaşına gelince işler değişmiş. Kraliçe odasında ki aynanın karşısına geçip Kedi güzeliğini izlemiş ve ‘ ayna ayna söyle bana en güzel kim bu dünyada ‘ demiş. O gün ayna :‘ Güzelsiniz kraliçem , güzel olmasına ama Pamuk Prenses sizden daha güzel ‘ demiş.

 Kraliçe bunu duyunca çok kızmış öfkesinden çılgına dönüp uyku uyuyamaz . Bir lokma yemek yiyemez olmuş. Ne yapıp ne etsem diye düşünüp taşınmış ve bir  planlar kurmuş.

 Sonrada acıyı çağırtmış ‘ Pamuk Prensesi ormana götürüp orda öldüreceksin bana da onun kalbi ile ciğerlerini’ sök getir demiş.   

 Avcı ne yapsın emir kulu kraliçenin istediğini kabul etmiş. Kraliçe pamuk prenses ‘ seni avcıyla ormanda gezmeye göndereceğim. Ormanda istediğin gibi gez dolaş avcı seni koruyacak ‘ demiş. Prenses üvey annesinin ona yaptığı bu iyilik karşısında çok sevinmiş avcıyla mutluluk içinde ormana gitmiş.

 Ormanda neşe içinde gezip dolaşan Pamuk Prenses öyle güzel öyle iyi kalpliymiş ki avcı onu öldürmeye kıyamıyormuş ama prensesi geride götüremezmiş. Götürürse kraliçe onu öldürürmüş. Sonrada Pamuk Prensesi öldürmenin bir yolunu bulurmuş. Canını kurtarmak için avcı bıçağını çekip prenses doğru gidince Prenses durumu anlayıp ağlamaya başlamış . ‘ Beni neden öldürmek istiyorsun. Ben sana bir şey yapmadım ki ‘ demiş. Avcı üzüntüyle ‘ siz bana bir şey yapmadınız prensesim ama üvey anneniz  Kraliçe sizin ölmenizi istiyor. Sizi öldürüp kalbinizi ve ciğerlerinizi söküp ona götürmezsem beni de öldürecek sizi de’ demiş.  

 Prenses üvey annesinin ölmesini istediğini duyunca çok üzülmüş. Çok ta korkmaktaymış. ‘ Ama neden ben ona bir şey yapmadım ki ‘ demiş. Avcıda : ‘ siz ondan daha güzelsiniz kraliçenin kendinden daha güzel hiçbir şeye tahammüllü yok ‘ demiş ve prenses bıçağını doğrultmuş. Doğrultmuş doğrultmasına da prensesi öldürememiş. ‘ Prensesim siz kaçın bir daha ülkenize dönmeyin ‘ demiş ve prensesi bırakıp gidip bir ceylan avlamış onun kalbini ve ciğerlerini söküp kraliçe ye götürmüş. İçinden de ‘ Prensesi ben öldürmedim ama o koca ormanda karanlık çökünce bir hayvan onu öldürüp yer nasıl olsa ‘ diye geçirmiş.   

 Pamuk prenses korku içinde ormanda kaçarken kaybolmuş derken kendini küçücük bir evin önünde bulmuş. Bu ev çok küçükmüş. Çaresiz ve aç olan prenses evin kapısını çalıp yardım istemeye karar vermiş.Kapıyı çalmış çalmış ama açan olmayınca bir kez daha çalıyım derken kapı açılmış oda içeri girmiş içeri girmiş birde ne görsün küçük evin bütün eşyaları da çok küçükmüş. Karşısına yiyeceklerle dolu bir masa çıkmış Çok aç olan prenses masaya yaklaşınca yedi küçük sandalyenin olduğu yedi tabak , çatal , kaşıkla  süslü bir masaymış. Duvar dibinde ise yedi küçük yatak diziliymiş.

 Pamuk Prenses çok aç olsa da ev sahiplerini beklemiş beklemiş gelen giden olmayınca dayanamamış masada ki her tabaktan bir kaşık yemek almış.’ Ben kimsenin aç kalmasını istemiyorum’ diye düşünmüş. Yemeği yiyince yorgunluğunu fark eden Pamuk prensesin uykusu gelmiş .

 Yataklara gitmiş. Birine yatmış çok sertmiş diğerine yatmış çok yumuşamış böyle böyle bütün yataklara yatsa da uyuyamayınca en son yatağa yatıp uykuya dalmış.

 Derken  dağların derinlerinde gümüş madeninde çalışan yedi cüce evlerine neşe içinde gelmişler. Hazır olan sofralarına oturup yemek yiyecekken bir de bakmışlar yemeklerinden birer kaşık alınmış. O zaman ‘ evimize biri girmiş . Acaba kim ‘ demişler. Araştırmaya başladıklarında bakmışlar hepsinin yatağına yatılmış. En son uykucunun yatağında güzeller güzeli bir kız yatmakta.

 Önce çok kızmışlar ama bilgin ‘ Baksanıza zavallı kız çok perişan halde . Bir şeyden korkup kaçtığı beli. Pek te güzel bir kız. Bırakalım uyusun uyanınca neden burada olduğunu öğreniriz ‘ demiş.

 Pamuk prenses saatler sonra uyanınca bir de bakmış ki Uzun yemek masasındaki yemekler toplanmış. Yedi yatağın altısı dolmuş sadece biri küçük adam koltuğun birinde uyumakta. Onları görünce çok sevinmiş. Sonra cücelerde uyanmış bilgin ‘ Güzel sen kimsin evimizde ne ararsın ‘ demiş.

 Pamuk Prenses ağlayarak başından geçenleri anlatınca cüceler çok üzülmüşler o zaman ‘ Biz dağların derinliklerinde gümüş madeninde çalışan cüceleriz. Bizi kimse bulamaz . Sende bizimle kal bize yardım edersin. Üvey annen seni burada bulamaz demiş.

 Prenses cücelerden zarar gelmeyeceğini anlayınca onlarla kalmaya başlamış. Onlar için ev işlerini yapıyormuş. Cücelerde Pamuk Prensesi çok sevmişler.

 Bu sırada kraliçe avcının getirdiği kalbin ve ciğerin Pamuk Prenses ait olduğuna inanmış. O sevinçle onları yemiş. Günlerce de aynanın karşısına geçmeden kibirle sarayda dolaşmış durmuş.

 Günlerden bir gün Aynasını geçmiş ‘ Ayna ayna söyle bana var mı dünyada benden daha güzel ‘ demiş. Demiş demesinde  Ayna ‘ Kraliçem siz çok güzelsiniz ama dünyanın en güzeli Pamuk Prenses ‘ demiş. Kraliçe bu sözlere kızıp ‘ Ayna Pamuk Prenses öldü. Ben onun ciğerini ve kalbini yedim. Artık en güzel benim deyip kahkaha atınca . Ayna ‘  Pamuk Prenses ölmedi. Ormanın derinliklerinde cücelerle yaşıyor’ demiş.  

 Tabii bunu duyan kraliçe durur mu ? Yaşlı bir satıcı kılığına girip eline içi kurdele dolu bir tabla alıp Pamuk prensesin yaşadığı evin kapısına gitmiş. Eve varınca ‘ Kurdelelerim var. Renk renk kurdelelerim var ‘diye seslenmiş. Pamuk prenses merak edip pencereye çıkınca kurdeleleri çok beğenmiş. ‘ Bunda bir kötülük yok ‘deyip kapıyı açmış.

 Kraliçe satıcı kadın gibi davranıp ‘ Ah güzel kız sen ne kadarda güzelsin . Bak renk renk kurdelalarım var sana da veriyim mi ‘ demiş. Pamuk prenses Kurdelalara verecek parası olmadığını söyleyince kadın evde biraz dinlene bilir miyim çok yoruldum demiş. Pamuk Prenses te kabul etmiş. Biraz oturan kraliçe çıkarken ‘ Ah güzel kız sen bana iyilik yaptın bende sana bu kırmızı kurdeleyi hediye ediyorum deyip onu Pamuk Prensesin boynuna dolamış bağlar gibi yapıp ‘ Bak bu renk sana çok yakıştı . Bunu sana hediye ediyorum teşekkürümü kabul et demiş. Pamuk Prensesin itirazlarına aldırış etmeden bağlamış. Bağlamış ama öyle böyle sıkı bağlamamış. Pamuk Prensesin nefesi kesilip oraya yığılınca Kraliçe sevinç içinde oradan hemen uzaklaşmış ‘ İşte sonunda Pamuk Prenses öldü diye düşünüyormuş.

 O gider gitmez işlerini erkenden bitiren cüceler ise Pamuk Prensesi görmek için acele ile evlerine gelmişler. Bir de bakmışlar Pamuk prenses yerde hareketsiz yatıyor. Kraliçenin geldiğini anlamışlar Pamuk Prensesi uyandırmak için uğraşmışlar didinmişler tam öldüğüne inandıkları sırada kurdeleyi fark etmişler. ‘ Bu pamuk Prenses ait değil hemen şundan kurtulalım ‘ demişler. Kurdeleyi keser kesme Pamuk prenses uyanmış. Cüceler bu duruma çok sevinmişler sonrada olanı bileni Pamuk Prenses ten dinlemişler. Pamuk Prenses gelenin üvey annesi olduğuna geleneler kapıyı açmamasını söylemişler. Pamuk prenses te daha dikkatli olacağına söz vermiş.

 Kraliçe sevinçle saraya gelmiş ve Aynasının karşısına geçip Dünyanın en güzeli ki demiş.’ Ayna siz güzelsiniz ama Dünyanın en güzeli Pamuk prenses ‘ deyince Kraliçe çok kızmış Aynada Pamuk Prensin yaşadığını söyleyince kraliçe yeni bir plan daha yapmış.

 Çok yaşlı bir kadın kılığına girip bir ufak tepsiye çok güzel taraklar dizmiş sonrada Pamuk Prensesin yaşadığı cücelerin evinin önüne gelip. Bu seferde Taraklarım var ‘Taraklarımı bakmaz mısınız diye bağırarak gezmeye başlamış. Pamuk prenses pencereden görse de cücelere verdiği sözü hatırlayıp pencereyi açmamış.

  Kraliçe bakmış Pamuk prenses çıkmıyor O zaman yakınmaya başlamış ‘ Ah of çok yoruldum saatlerdir yoldayım. Bir tek tarak bile satamadım ki ekmek paramı kazanayım da evime gideyim. Of çok açım  .Bir su veren mi bile yok. Diye ağlamaklı ağlamaklı konuşmuş.

  Pamuk prenses daha fazla dayanamayıp pencereyi açmış ama dışarı çıkmamış . Kraliçe hemen pencereye yönelip ; ‘Oh güzel kız bak ne güzel taraklarım var bir tane alda evime ekmek götüreyim. Saatlerdir yollardayım. Çok yoruldum bir tarak satsam evime döneceğim. Ben çok yaşlı bir kadınım ne olursun şu taraklardan al ‘ demiş.

 Pamuk Prenses yaşlı kadının haline çok üzülmüş ama ‘ Nineciğim benim hiç param yok ki sana vereyim. Hadi sağlıcakla evine git dinlen ‘ demiş. Kraliçe bakmış Pamuk prensesi kandıramayacak. ‘ Ah güzel kız ben açlıktan çok kötü oldum beni içeri alda bir lokma ekmek ver de biraz dinlenip ekmeğimi yer sonra evime dönerim ‘ demiş.

 Pamuk Prenses ‘ eve kimseyi alamam ama sana bir lokma ekmek veriyim yer gidersin ‘ demiş ve yaşlı kadına bir lokma ekmek ve su vermiş. Kraliçe onları yer gibi yapıp ‘ Ah güzel kız teşekkür ederim. Sayende kendime geldim. Sen benim karnımı doyurdun susuzluğumu giderdin sana bir tarak hediye etmek isterim ‘ demiş.

 Pamuk Prenses ‘Ninecim, Teşekkür ederim sen o tarakları sat evine ekmek götür ‘ demiş. Pencereyi kapatmaya çalışırken kraliçe ‘ Ah olur mu öyle şey sen bana iyilik yaptın. Bak benim bir sürü tarağım var şu kırmızı tarak senin o kapkara güzel mi güzel saçlarına pek yakışır. Bunu kabul et et ki içim rahat etsin ‘ diyerek ısrar etmiş Pamuk Prenses kabul edince Bak tarağı ben saçına güzelce yerleştireyim deyip tarağı Pamuk Prensesin saçına batırır batırmaz pamuk prenses olduğu yere yığılıp kalmış. Kraliçe ise sevinçten çığlıklar ata ata sarayına dönmüş. Pamuk prensesin zehirli tarakla öldüğünden eminmiş.

 Yedi cüceler evlerine neşe içinde gelmişler ama bakmışlar Pamuk Prenses ortada yokmuş. Koşarak evin içerisine girmişler ki pamuk prenses yerde yatıyor koşup kurdele aramışlar yokmuş .Derken bilginin dikkatini saçındaki tarak çekmiş hemen tarağı çıkarıp atmış. Pamuk Prenses kendine gelmiş. Cücelere olanları anlatmış. Cücelerde gene kraliçe gelmiş. Bundan sonra biz dışında kimseye kapıyı açma yardım etme demişler Pamuk Prenses gene söz vermiş.

 Kraliçe saraya varınca aynasının karşısına geçip sormuş ‘ ayna ayna söyle bana var mı du dünyada benden güzeli ‘ demiş. Aynada ‘ Kraliçem siz çok güzelsiniz ama Pamuk Prenses dünya güzeli ‘ demiş. O zaman Pamuk Prensesin gene kurtulduğunu anlayan kraliçe İyice çıldırmış. Günlerce yememiş içmemiş ve bir plan yapıp iksirler hazırlamış sonunda yaşlı bir dilenci kılığına girip bir sepet dolusu kırmızı elmayı alıp Pamuk Prensesin cücelerle yaşadığı eve doğru yola çıkmış.

 BU sırada uzak ülkelerden birinde yakışıklı mı yakışıklı bir prens yaşarmış. Babası kendine eş bulması için gönderince oda ülke ülke gezip kendine eş ararken Yüreği kadar güzel bir prensesin var olduğunu duyup onun peşine düşmüş. Ama Pamuk Prensesin ülkesine gelince Kralın uzaklarda seyahatte olduğunu Prensesin ise Ormanda gezerken kaybolup hayvanlarca öldürüldüğünü duyup çok üzülmüş. Halk arasında kraliçenin prensesin üvey annesi olduğunu ve kraliçenin prensesin güzelliğini kıskandığı için pamuk kalpli Pamuk Prensesi öldürttüğü konuşuluyormuş. Bunu duyan Prens Prenses neler olduğunu öğrenmeye karar vermiş. Düşmüş yollara.

 Kraliçe Pamuk Prensesin evinin önüne gelince ‘ Elmalarım var taze taze kıp kırmızı elmalarım var. Elmalarım çok güzel alan yok mu. Bu yaşlı kadına yardım eden yok mu’ diye bağırarak dolanmaya başlamış.

 Pamuk Prensesin kırmız elmayı çok sevdiğini iyi biliyormuş. Pamuk prenses ne kapıyı açmış nede pencereyi beklemiş. Kraliçe dayanamayıp bir kenara oturmuş elmalardan birini yemiş .Pamuk prenses kıpkırmızı güzel elmaların güzelliğine dayanamamış Pencereyi açıp bakınca kraliçe : ‘ Güzel tatlı kız elmalarımdan istemez misin? Elmalarım senin kadar güzel senin kadar tatlı elmalarım. Bak bu elma senin yanakların kadar kırmızı eminim ki senin kadar da tatlıdır yer misin ‘demiş.

Pamuk Prenses ‘ Ama ben kimseye kapıyı açamam ki size afiyet olsun. ‘ demiş. Yaşlı kadın : ‘ Oo sen endişe etme ben pencereden size uzatırım. Al bu kırp kırmız elmanın tadına bak ‘demiş.

Pamuk prenses kıpkırmızı elmanın tadına bakmak için almak istese de ‘ Yapamam ‘ deyince yaşlı kadın ‘ Aaa çekinme tatlı çok güzel istersen ben deneyim demiş ve elmanın kendine bakan kısmını ısırmış ‘ Ooo elmam çok tatlıymış ‘ demiş ve Pamuk Prensese uzatmış oda hemen bir ısırık alır almaz yere yığılıp kalmış. Kraliçede ‘ Sonunda bu zehirden kurtulamazsın diyerek oradan uzaklaşırken yer gök kararmış ve prenses uyanmamak üzere bir uykuya dalmış. Kraliçe tek tarafını zehirlediği elmayı Pamuk Prenses yedirmiş.

 Olanlardan habersiz yedi cüceler evlerine geldiklerinde Pamuk prensesi yerde bulmuşlar hemen koşup kurdele aramışlar yokmuş. Tarak aramışlar yokmuş. Pamuk Prenses ait olmayan ne aradıysalar bulamamışlar o zamanda ‘ Pamuk Prenses uyumuş uyanacak ‘ demişler ve onu yatağına taşımışlar. Akşam olmuş sabah olmuş ama Pamuk Prenses uyanmamış. Bilgin ‘ Prensesi kraliçe öldürdü ona uygun bir mezar yapalım. Huzur bulsun ‘demiş . Cüceler onu gömmeye kıyamamışlar. ’Pamuk prenses hala çok güzel hiç ölü gibi değil ‘ demişler.

 Bu sırada Pamuk Prenses ne olduğunu öğrenmeye çalışan Prens avcıyla karşılaşmış. Avcı ona kraliçenin Prensesi öldürmek istediğini ve onu ormanda bıraktığını anlatınca prens Pamuk Prensesi ormanda aramaya başlamış.

 Kraliçe saraya gidip aynasının karşısına geçmiş’ Ayna ayna söyle bana bu dünyada benden daha güzel var mı ‘ demiş. Ayna ‘ Kraliçem bu dünyada sizden güzel yok ‘ deyince kraliçe sevinçten havalara uçmuş ‘ Nihayet senden kurtuldum prenses. Artık bu dünyanın en güzeli benim ‘ demiş.

 Prens gece gündüz Pamuk prensesi ormanda ararken cüceler Pamuk prenses camdan bir tabut yapıp ormanın en güzel yeri olan Şelalenin yanına koymuşlar her gün biri başında nöbet tutmuşlar. Onun güzelliğin izlemeye doyamıyorlarmış.

 Prens ormanın içinde dolaşırken Birde bakmış camdan bir tabut içinde dünyanın en güzel kızı yatmaktaymış. Cüceler prensi görünce yanına gelmişler ve Pamuk Prensesi rahat bırakmasını isteyince aradığı prensesi bulduğunu anlayan prenses çok üzülmüş sonrada olanları cücelerden dinlemiş.

 Prens:  ‘ Ben Pamuk prensesi arıyordum. Onunla evlenip ülkeme götürmek istiyordum onu kurtaramadım ama bari yanımda götürmeme izin verin. Solmayan güzelliğiyle yanımda olsun ‘ demiş. Cüceler prensin isteğini kabul etmişler. Tabutu götürmek isterken kaydırınca düşmüş ve pamuk prenses sarsılınca boğazına takılan elma fırlamış ve Pamuk Prens uyanı vermiş. Cüceler ve prens çok mutlu olmuşlar. Prens Prensesle tanışıp onu aradığını anlatıp evlenme teklif etmiş.

 Pamuk prenses ten kurtulduğunu zanneden kraliçe uzak bir ülkenin prensin düğününe katılmak için yola çıkmış. Birde bakmış ki prenses Pamuk prenses tam ona zarar verecekken kral ve adamları gelip kraliçeyi alıp götürmüşler ve karısından ayrılan kral onu uzaklara sürgün edecekmiş. Kral kızının düğününde yanında olmuş.

 Bu sırada ormanda kralın askerlerinden kaçan kraliçe Pamuk Prensesin camdan tabutunun olduğu şelaleye geldiğinde önünü göremeyip şelaleden aşağı yuvarlanmış ve ölmüş.

 Pamuk Prenses çok mutlu olmuş. Prens ile mutlulukları dillere destan olmuş.

Değerlendirme: 1 / 5.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s