alıce harikalar ülkesinde 1

Alıce

ALICE HARİKALAR ÜLKESİNDE (ROMANI) MASALLI

Irmağın kıyısında ablasıyla oturmaktan Alice ‘ i canı sıkılmıştı. Üstelik yapacak bir şey de yoktu. Bir iki kere ablasının elindeki kitaba şöyle bir göz attıysa da ne resim görebilmişti ne de diyalog.

O sırada ,’ acaba bir çelenk yapmak için kalkıp papatya toplasam mı ,’ diye düşünürken yanından pembe gözlüklü bir tavşan koşarak geçti.

Bunda şaşılacak bir şey yoktu . Alice , Tavşan ‘ın kendi kendine ,’ Eyvah eyvah ! Çok gecikiyorum!’ diye mırıldanmasında da pek öyle şaşırtıcı bir yan bulmadı. Tavşan, yeleğinin cebinden bir saat çıkarıp baktıktan sonra hızlı adımlarla yürümeye başlayınca, Alice de ayağa fırladı. Şimdiye kadar ne yeleği ne de yeleğinde saati olan tavşana rastlamamıştı.Meraktan çatlayarak tavşanın peşinden tarlaya doğru koştu ve tam çitin altındaki kocaman tavşan deliğine atlayacağı sırada ona yetişti.Alice hiç düşünmeden kendini deliğe bıraktı ve çok derin bir kuyuya benzeyen deliğe düşüverdi.

Ya kuyu çok derindi yada Alice çok yavaş iniyordu, çünkü çevresine bakıp bakalım bundan sonra ne olacak , diye düşünecek bol bol vakit buldu.Birde baktı etrafında raflar var raflarda kitaplar gördü.

Düştü düştü …Bu düşüş hiç sona ermeyecek miydi?’ Acaba şimdiye kadar kaç metre düştüm?’ ‘Her halde dünyanın merkezine yaklaşıyor olmalıyım. !’

Düşmeye devam ederken çok sıkılıyordu kendi kendine konuşmaya devam etti. ’Acaba dünyayı yarıp geçecek miyim ?!.’ Baş aşağı yürüyen insanların arasına çıkmak amma da tuhaf olur.’ Diye düşündü.

 Düştü düştü… yapacak başka bir şey yoktu kendi kendine konuşmaya devam etti.’ Sanırım Dinah bu gece beni çok arayacak.’ ( Dinah Alice in kedisiydi)İnşallah çay vakti,ntabağına süt koymayı unutmazlar’ diye düşündü.’ Keşke burada yanımda olsaydın. Boşlukta fare olmaz olsa olsa yarasa olur. Kediler yarasa yer mi ? Yarasalar kedi yer mi ? ‘ düştü düştü hiç bitmeyecek sandığı yolculuğu son buldu.Ansızın düşüşü son buldu. Kuru yapraklardan bir yığının üstüne yuvarlandı.

 Hemen ayağa fırladı ve yukarı baktı. Kapkaranlıktı. Önünde başka bir geçti vardı. Beyaz tavşan da bu geçitte hızla uzaklaşıyordu. Kaybedecek vakti yoktu. Alice rüzgar gibi ileri atıldı, köşeyi dönerken , ‘Vah benim kulaklarım , vah benim bıyıklarım, amma da geç oldu.’ diye söylenen Tavşan a yetişti. Köşeyi dönerken onun tam arkasındaydı , ama şimdi Tavşan gözden kaybolmuştu. Alice kendini basık tavanından sarkan bir sıra lamba ile aydınlanmış uzun  bir holde buldu.’

 Holün her yanında kapılar vardı, ama hepsi kilitliydi. Alice bu kapıları tek tek açmayı denedi ama açılmadılar. Yere çöktü ve kara kara dışarı nasıl çıkabileceğini düşünmeye başladı.

Birden karşısına üç ayaklı bir masa çıktı. Her yanı camdan olan bu masanın üstünde küçük altın bir anahtardan başka bir şey yoktu. Alice in aklına ilk gelen, anahtarın bir kapıyı açabileceğini düşündü. Anahtarı bütün kapılara denedi ama hiçbirine olmamış. Kapılara tekrar bakmış ve birde bakmış ki bir perde ve perdenin arkasında küçük bir kapı altın anahtarı denediğinde kapı açılmış.Alice çok sevinmiş.

Kapıyı açınca karşısına fare deliği kadar küçük bir delik çıkmış karşısına . Hemen bakmış ama sadece başını uzatıp bakmış. Eşine rastlanmamış güzellikte bir bahçe uzanıyormuş. Alice o kapkara dehlizden kurtulup şu güzelim pırıl pırıl çiçek tarhlarının ,serin çeşmelerin arasında dolaşmak için can atıyormuş. Gel gelelim başı bile sığmadığı için Alice geçemeyeceğini düşünmüş ve keşke dürbün gibi uzayıp kısalabilseydim ‘ diye düşünmüş.

 Belki başka bir anahtar bulurum diye masaya gelmiş ve orada bir şişe duruyormuş. Üstünde ‘Beni İç ‘ yazıyormuş. Alice  ‘ Bu ne olabilir ‘ diye düşünmüş. Şişenin üstünde zehir işareti yokmuş. ‘Demek ki kötü bir şey yok ‘ diye düşünmüş. Şişedeki içeceğin  tadına bakmış.Tadı çok güzelmiş. Hemen hepsini silip süpürmüş.

Alice: ‘ Ne tuhaf bir duygu ‘ ‘ Bir dürbün gibi kısaldığımı hissediyorum’ demiş. Söylediği doğruymuş. Alice küçülmeye başlamış ve kapıdan geçebilecek boya gelmiş ama birde bakmış altın anahtar masanın üstünde kalmış. ‘ Of olamaz imkanı yok anahtarı alamam ‘ diye düşünmüş. Çabalamış uğraşmış ama anahtara ulaşamamış.

 Bitkin düşüp ‘ Buradan çıkamayacağım’ diye düşünmüş ve ağlamaya başlamış. Alice ‘ Hemen ağlamanın ne faydası var?’ diye kendi kendini azarlamış. Derken gözüne masanın altında duran cam bir kutu ilişmiş. Kutuyu açınca içinden çörek çıkmış ve çöreğin üstünde kuş üzümleriyle ‘ Beni ye ‘ yazıyormuş. Hiç düşünmeden yemiş.’ Ne olacak acaba ‘ diye düşünürken boyunun uzayacağını düşünüyormuş. Beklemiş hiçbir şey olmayınca çöreği bitirmiş.

 Alıce: ‘ Bir şeylerin değiştiğini fark etmiş.  Şimdi de dünyanın en büyük dürbünü gibi uzuyorum ‘demiş .Hiç durmadan ağlamaya başlamış. O kadar çok ağlamış ki her yer göl olmuş. Sonunda göz yaşı gölcüğünün ortasına yayılmış. Bu sırada bir ayak sesi duymuş.Göz yaşını silip baktığında Beyaz Tavşa nın geldiğini görmüş. Tavşan çok şık giyinmiş elinde eldivenleri ve kocaman bir yelpaze varken telaşla koşan Tavşan bir taraftan da ‘ Ah düşes ..Ah düşes ..Bekletiğim için kim bilir ne kadar kızacak ‘ diye konuşuyormuş. Alıce Tavşana alçak ve çekingen sesle ‘Lütfen bir dakika efendim ‘ dedi ve Tavşan korkuyla eldivenleri ve yelpazeyi atı ve kaçtı.Alıce yelpazeyi ve eldiveni aldı bulunduğu yer çok sıcak olduğu için yelpazelemeye başladı ve bir şeylerin değiştiğini fark etmeye başladı. ‘ Aman tanrım ne garip bir gün ‘ diye söylendi .Birden baktı ki boyu kısalmış. Göz yaşı gölünün içinde yüzmeye başlamış.

  Bir ses varmış biri gölde çırpınıyormuş. Alıce onu hipopatam sanmış ama yaklaşınca fare olduğunu anlamış. Fare telaşla yanından geçip gidince Alıce de onun peşine takılmış. Alıce fareyle konuşmaya çalışmış sonunda ona kedisinden bahsetmeye başlayınca fare kuyruğunun ucuna kadar titreyip ‘ Kötü, aşağalık , baya yaratıklar ‘ demiş. Fareyle karaya çıkmaya karar vermişler. Birde bakmışlar karada Bir ördek, dudu kuşu, Kırmız papağa, kartal yavrusu ve daha bir sürü acayip hayvan daha varmış. Aralarında konuşmaya başlamışlar ilk meseleleri nasıl kuruyacaklarıymış. Bunu yarışarak çözmeye karar vermişler. Ödülü de Alıce vermek zorunda kalmış. Ödülleri Alıce in cebinden bir kutu şeker çıkmış onları dağıtmış. Alıce  Bir süre sonra gene kedisinden bahsetmeye başlayınca herkes hemen işleri olduğunu söyleyip kaçmaya başlamışlar.

Alıce Harikalar Ülkesinde uzun bir masal ( roman) olduğu için kısımlara ayırmam gerekmiştir. Devamı yarın sizlerle.

Değerlendirme: 1 / 5.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s