PHOİBOSLA BOREAS

PHOİBOS’LA BOREAS
Poyrazla güneş eski tanrılar ( tanrıyken adları Phoibos Boreas mış adı).
İki arkadaş sohbet ederken bakmışlar bir yolcu. Yolcu olduğunu nereden mi anlamışlar? Yolcu olduğunu giyinişinden anlamışlar. Yolcu her hava koşuluna hazır olur hele ki sonbahar da yola çıktıysa. Hava bir bakarsın hava yağmurlu bir bakarsın güneşli. Gökkuşağı yolculara sizde sarınıp kuşanın dermiş.Bizim yolcuda ne olur ne olmaz diye Soğuk işlemez gocuğunu giymiş.
Poyraz: ‘ Aklı sıra bütün belalara karşı hazırlıklı aklı sıra ‘ demiş.’ Ama beni hesaba katmamış . Estireceğim rüzgarı bilememiş.Zor dayanır düğmeleri‘ demiş.
Güneşle Poyraz yolcunun gocuğunu çıkartması için ideaya girmişler.
Önce Poyraz yolcuya gocuğunu çıkartırmaya çalışmış. Öyle bir esmiş poyraz. Şişirmiş şişirmiş göğüsünü kara bulutlarını salmış. Başlamış üfürmeye. O üfürdükçe fırtınalar kasırgalar kopmuş.Bir sürü dam uçurmuş gemi batırmış. Bir yolcuyu savuruyum da gocuğunu çıkartırıyım .Diye çabalamış durmuş ama ne mümkün çıkarmaz şöyle dursun yolcu gocuğuna sarılmış.Boşa gidiyormuş rüzgarın gücü sonunda bırakmış. O bırakınca sıra güneşe gelmiş.
Güneş şöyle bir göstermiş yüzünü parlamış biraz güldürmüş yolcunun yüzünü. Usulca gocuğun derinliklerine girmiş. Sıcaktan terleyen yolcu kendiliğinden gocuğunu çıkarmış. Bizim güneşte hiç zorlanmamış. Güneş, Zor olanı tatlılıkla haletmiş.
Jean de La Fontaine…
Ben de severim bu hikayeyi…🥰
BeğenLiked by 1 kişi
Güzel bir hikaye. : )
BeğenLiked by 1 kişi