SİHİRBAZ OZ – SALDIRGAN VE KORKAK

SALDIRGAN VE KORKAK
Yolun ortasına dek uzanan çalıların arasından geçerken korkuluğun haykırışıyla durdular.
‘ Ah imdat…’
Teneke adam ve Doroti oraya koştular . Zavallı korkuluk yerde yatıyordu. Bir pençe darbesiyle yere yıkan aslanda yanı başındaydı.
Onların geldiğini görünce kükredi ve teneke adama bir pençe attı. Zavallı teneke adamda korkuluğun yanına boylu boyunca uzandı.
Doroti ne yapacağını şaşırdı. Aslan bu sırada Totoya da pençesini sallayınca dayanamadı.
Doroti:’ Utanmaz aslan onlar sana ne kötülük yaptı da sen böyle davrandın ‘demiş.
Aslan Doroti ona kızıp karşı çıkınca çok şaşırmış. Toto da kızın arkasına saklanmış havlıyormuş.
Doroti aslanın şaşkınlığından yararlanıp yaklaşıp burnuna vurmuş.’ Kos kosa aslan küçücük köpeği saldırıyorsun ‘ demiş.
Aslan ise az önce kükremiyormuş gibi cevap bile vermiyormuş. Başını önüne eğip ‘ Haklısınız küçük hanım . Ben göründüğüm gibi korkutucu bir hayvan değilim .Küçük bir yabancı bile görünce bile kalbim pat pat çarpıyor ‘ demiş.
Teneke adam yerinden doğrulurken ‘ Gene de şanslısın. En azından kalbin var.
Aslan ‘ Ama benim bu korkaklığımla nasıl yaşayacağım? ‘Dedi ve hıçkırdı.
Doroti elini aslanın başına koyup’ Tamam sende bizimle gel. Hep birlikte Zümrüt kente gidelim. Büyücü Oz dan sana biraz cesaret vermesini isteyelim ‘ demiş.
Korkuluk ‘ Tabi ya . Bana akıl ,Teneke adama kalp sana da biraz cesaret verir’ demiş.
Doroti ‘Unutma bay korkuluk beni de ülkeme gönderecek.’
Az ilerde kütüğün üstünde oturan kadında’ Beni de unutmayın. Oz bana ve süpürgeme de uçma yeteneğimi geri verecek.’
Aslan onların önerisini çok beğenmiş.
Aslan ‘ Sağ olun arkadaşlar. Umarım sihirbaz bana yeterince cesaret verir’ diyip birkaç kez özür dilemiş. Sonrada beraber yola çıkmışlar.
AKIL AKLIDAN ÜSTÜNDÜR
Bir süre sonra Teneke adam farkında olmadan bir böceğe bastı. Buna öyle öyle üzüldü ki , kendi kendine ‘ Ben bir hanimim, kalpsizim , zavallı böceği ezdim’ diyerek ağlamış.
Gözlerinde ardı ardına beliren yaşlar yanağına , oradan çenesine ve boynuna akıp duruyordu. Bunu bilmeyen öbürleri kendi aralarında konuşup şakalaşıyorlardı.
Doroti Teneke adama dönüp ‘ sen ne dersin ? ‘ diye sordu. Teneke adamdan hiç ses çıkmadı. Doroti dikkatli bakınca durumu gördü. Zavallı Teneke adam kilitlenmişti. Tüm çabasına rağmen ağzını açıp kapayamıyordu. Bir şeyler söylemek istediği halde söyleyemiyordu.
Doroti korkuluğa ‘ Ne oldu acaba? Baksana ağzını açamıyor’ diye sordu.
Korkuluk Teneke adama yaklaşıp iyice baktı. Doroti ye ‘ Teneke adam ağlamış galiba. Döktüğü göz yaşları çene eklemlerini paslandırmış.’
Doroti’ Ah ne yapsak acaba?’
Korkuluk ne yapmaları gerektiğini bir süre düşünmüş. ‘ Tamam buldum. Yağdanlığı çantanda. Onunla çenesini yağla.’
Doroti yağdanlıkla teneke adamın çenesini yağladı. Sonunda Teneke adam çenesini oynatabiliyordu. Doroti ye yardımından dolayı teşekkür etti. Korkuluğu ise yağdanlığı düşünebildiği için tebrik etti.
Doroti Teneke adama ağlamaması gerektiğini hatırlattı. Teneke adam ise ‘ Haklısın ama canını yakınca hemen ağlamaya başlıyorum. Kalbim olmadığı için dikkatli olmalıyım ‘ dedi.
Dororti ‘ Neden böyle ‘ diye merakla sordu.
Teneke adam ‘ Çünkü sizin kalbiniz var. Kalbiniz size neyin doğru neyin yanlış olduğunu söylüyor. Ama benim kalbim yok maalesef ‘ dedi ve içini çekerek ağlamaya başladı.
Doroti teneke adamın göz yaşlarını sildi ‘ Ağlamamalısın az önce neler oldu hatırla ‘ dedi.
Teneke adam ona teşekkür edip ‘ Daha dikkatli olacağım ‘ dedi.
Böylece konuşarak epeyce yol aldılar. Bir süre sonra bir uçurumun kenarına geldiler. Hepsi birden kenar gelip baktılar. Uçurum o kadar derindi ki Uçurumun dibindeki ırmak incecik bir kurdele gibi akıyordu.
Bu yardan karşı kıyıya geçmek imkansız gibi görünüyordu.
Birbirlerine ‘Şimdi ne yapacağız ‘ diye sordular.
Aslan gitti geldi. ’Ben karşıya atlayabilirim ‘ dedi.
Doroti buna izin vermedi. ‘ Ya ayağın kayarsa . Ya ayağın kayarsa’ dedi.
Tneke adam ‘ Doğru ‘ dedi.
Cadı süpürgesini okşadı. ‘ süpürgen çalışsaydı . Karşı kıyıya sizi kolaylıkla geçirirdim ‘ demiş.
Korkuluk ‘ Benim elimden bir şey gelmez ‘ dedi.
Aslan ‘ Başka şansımız yok ‘ dedi.
Bir süre bunu tartıştılar . Sonunda aslanın atlamasına karar verdiler. İlk önce Toto aslanın sırtına çıkıp sıkı sıkı tutundu.
Aslan biraz yaylandı. Sonunda korkunç bir gürlemeyle haykırdı ve boşluğa atladı. Karşı kıyıya rahatça atladı.
Hepsi bu başarıyı alkışlarla kutladılar.
Aslan totoyu orada bırakıp tekrar atladı. Sonra Teneke Adamı sırtına alıp karşıya tekrar atladı. Ama zavallı aslancık herkesi karşı kıyıya geçirirken epeyce korkmuş. Arkadaşlarına ‘ Bana cesaret vermeseydiniz ben bunu yapamazdım ‘ demiş.
…
Uçurumdan geçtikten sonra dümdüz bir yolda uzun süre yürümüşler. Sonra karşılarına tekrar uçurum karşılarına çıkmış. Bu seferki uçurum diğerinden daha büyükmüş. Hepsi ne yapacağını düşünürken Korkuluk uzun bir ağaç göstermiş.
Korkuluk ‘ Bu ağacı devirirsek karşı kıyıya uzatırız ‘ demiş.
Doroti korkuluğa ‘ Boyu yeterli mi ? ‘ diye sormuş.
Korkuluk ‘ Tabii. Ben uçurumun boyunu ve ağacın boyunu gözlerimle ölçtüm. Göreceksiniz tıpa tıp ‘ demiş.
Doroti onun bu sözlerine çok gülmüş ‘ İyi ki kafan saman doluymuş. Akıl dolu olsa ne yapardık ‘ demiş.
Hepsi bu şakaya gülmüşler.
Onlarda ölçmüşler biçmişler sonunda korkuluğun hesabının doğru olduğuna karar vermişler.
Teneke adam baltasını alıp ağaca saplamış.
Doroti buna çok sevinip ‘ Yaşasın ‘ diye bağırıp’ Oduncumuz çok becerikliymiş ‘ demiş.
Bir süre çalışmış sonunda Doroti ye yağdanlığı işaret ederek ‘ Beni yağlar mısın? Yoksa biraz dan her yerim tutulacak ‘ demiş.
Doroti Teneke adamı güzelce yağlamış. Teneke adam tekrara çalışmaya başlamış. Ağaç devrilince herkes Teneke Adamı alkışlamışlar. Sonra ağacı bir tarafından tutup uçuruma sürüklemiş. Ağacı karşı kıyıya kadar itmişler. Başardıkları için sevinmişler. Ağacın üstüne çıkıp yavaş yavaş karşı kıyıya ilerlemişler. Korkuluğu fikri için tebrik ettiler.
Aslan ‘ Bir de aklım yok diyorsun. Sende ki akıl kimsede yok ‘ demiş.
Karşılarına çıkan altın tuğlalı yoldan yürümeye devam etmişler. Biraz yürümüşler ve o güne kadar görmedikleri bir parıltı görmüşler.
Hepsi ‘ Bu Zümrüt Kentin ışıltısı olmalı ‘ demişler.
Kente yaklaştıklarını düşünüp adımlarını daha hızlı atmışlar.
HERKESE BİR GÖZLÜK
Son tepeyi de atınca kenti görmüşler.
Bu kent görkemli bir yermiş. Birbirinden yüksek kuleleri olan kubbeleri göge doğru yükseliyordu. Her şey parıl parıldı. Evlerin damlarından, kulelerinden , kubbelerinden göge doğru yeşil bir ışık yükseliyordu.
Doroti ve herkes elleriyle yüzünü örtmüş gözlerini ışıktan korumaya çalışıyordu. Ama yüksek kubbelere bakmaktan kendini alamıyordu.
Doroti ‘ her yer zümrütten yapılmış olmalı ‘ diye düşündü.
Ağır ağır kapıya doğru yürüdüler. Orada karşılarına bir adam çıktı. Adamın giysileri oldukça ilginçti. Üstünde uzun etekli bir tören giysisi vardı. Başında da silindir şapka vardı. Adamın şapkasında bir sürü gözlük vardı. Adam çok kibardı önlerinde saygıyla eğildi.
Adam ‘ zümrüt Kente hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim ? ‘
Cadı kadın adamın önünde saygıyla eğildi ‘ Ben ve arkadaşlarım sihirbaz Oz u görmek istiyoruz soylu bayım. Lütfen bize yardım ediniz’
Adam ‘ Size yardımcı olacağım . İleriye gidebilmek için gözlük takınız. Buradan öteye gözlüksüz giderseniz kör olursunuz ‘bunu söyleyip hepsine bir gözlük verdi. Toto gözlük takmak istememiş. Doroti onu kucağına almış ve gözlüğü takmış. Kente yaklaştıkça her şeyin yeşilden yapılmış olduğunu görmüşler. Kentin sokaklarından geçip Sihirbaz Oz un sarayına gelmişler. Silindir şapkalı adam onları kapıdaki nöbetçiye teslim edip yerine dönmüş.
Nöbetçi çok kibardı’ Ne istiyorsunuz?’ diye sormuş.
Hepsi bir ağızdan ‘ Sihirbaz Oz’u görmek istiyoruz ‘ demişler.
Nöbetçi ‘ Siz beni burada bekleyin’ deyip kocaman kapıdan içeri girmiş.
Bir süre sonra gelip ‘ İçeri girebilirsiniz Sihirbaz Oz sizi bekliyor ‘ demiş.
Hepsi beraber kapıdan içeri girmişler . Onları sırmalı giysileri olan bir uşak karşılamış. ‘ Haşmetli Sihirbaz Oz sizi bekliyor ‘ dedi ve önlerinle saygıyla eğildi.
Onlarda onun karşısında saygıyla eğildiler. Uşak onlara yolu gösterdi. Saray çok görkemliydi . Sağda solda gördükleri eşyalara hayretle bakıyorlardı. Duvarlardaki tablolara hayretle bakıyorlardı.
Yürüdükleri salonda yerler halıyla kaplıydı. Yürürken ayakları halıya gömülüyordu ama uçar gibi yürüyorlardı. Toto bile şaşkındı hiç ses çıkarmadan Dorotinin peşinden yürüyordu.
Uzun koridorlardan geçtiler merdivenlerden tırmandılar. Onları görenler hemen kenara çekiliyorlardı. Sonrada yerlere kadar eğilerek selam veriyorlardı.
Böyle yürüyerek büyük bir kapının önüne geldiler. Kapı tamamen Zümrütten yapılmıştı. Çifte kanatlı altın ve pırlantalarla süslüydü. Kapının önünde bir görevli vardı.
Adamın üstü sırmalılar, süslerle bezeliydi ki şaşırdılar. Adam önlerine gelip saygıyla eğildi.’ Ben Oz hazretlerinin saray nazırıyım. Oz hazretlerin sizi kabul edecek ama uymamız gereken kuralarını anlatmalıyım. Adam gözüne tek kanatlı bir gözlük takıp elindeki kağıdı açıp okumaya başladı. Adam okudu okudu …
Dorot’i kendi kendine ‘ ammada laf ‘ diye düşündü. Tek bir sözcüğünü bile anlamadım diye düşündü.
Saray nazırı sonunda ‘ öğrenmek istediğiniz bir şey var mı? ‘ diye sordu.
Korkuluk ‘ Ne konuda ‘ diye sordu.
Adam ‘ Anlattıklarımdan ‘ dedi.
Korkuluk ‘ ne anlatınız ‘ diye cevap verince Adamın şaşkınlıktan gözlüğü düştü. Teneke adam yakalayıp ‘ Siz ona bakmayın. Onun kafası sama dolu ‘ dedi.
Adam’ Umarım siz anlamışsınızdır’ dedi.
Doroti ‘ Tabii ki anladık hiç kuşkunuz olmasın ‘ dedi.
Saray Nazırı ‘ O zaman içeri girebiliriz ‘ dedi.
Kanatlı kapı sonuna kadar açıldı. Gözlerinin önünde kocaman bir salon belirdi. Doroti ‘ Bizim bahçe kadar büyük ‘ diye düşündü.
Teneke adam ‘Bizim ormandan kadar büyük ‘ diye düşündü.
Korkuluk ‘ Bizim tarla kadar büyük ‘ diye düşündü.
Cadı ‘ Sihirbaz Oz yeteneklerimi geri verirse ilk uçuş denememi burada yaparım ‘ diye düşündü.
Aslan ise büyük salondan korktu. Toto ise kuyruğunu salarken ‘şurada hoplayıp zıplasam ‘ diye düşünüyordu.
Hepsi beraber ilerlediler. Salonun sonunda bir taht duruyordu. Tahtın üstündeki koltukta da Sihirbaz Oz oturuyordu. Hepsi saygıyla Sihirbaz Oz u selamladılar. Doroti göz ucuyla Sihirbaz oz a baktı. ‘ Sevimli bir adam gibi görünüyor ‘ diye düşündü.
Kafasında sivri bir külah vardı. Üstünde uzun bir giysi vardı. Öyle süs püs yoktu. Sakalları bembeyazdı.
Doroti ‘ Pamuk gibi ve kıvır kıvır’.
Oz onları gülerek karşıladı ve hepsine yolculuğunun nasıl geçtiğini sordu.
Saray nazırı Oz a ‘Haşmetli efendimiz izin verirseniz konuklarımızın sizden istekleri var arz edecekler.’
Oz sakalını sıvazlayıp’ peki dinleyelim’ dedi.
Dororti ye ‘ söyle küçük hanım benden isteğin nedir?’
Doroti kalbi küt küt çarparken bir adım öne çıkıp. Dizlerini hafifçe kırıp eteğini iki eliyle tutu. Başını önüne eğdi.
Doroti ’Efendim benim adım Doroti bir kasırga sonucu buraya geldim. Sizden , beni ve köpeğim Toto yu ülkeme göndermenizi rica ediyorum’.
Sihirbaz Oz korkuluğa ‘ Korkuluk benden ne istiyorsun?’ dedi.
Korkuluk bir adım öne çıkıp saygıyla eğildi.
Korkuluk’ Benim kafam Haşmeti Oz hazretleri . Bana saman yerine biraz akıl vermenizi rica ediyorum ‘ dedi.
Sıra teneke adama gelmişti. Teneke adam bir adım öne çıkıp selam verdi.
Teneke Adam ‘ Efendim benim kalbim yok. Bana kalp vermenizi rica ediyorum ‘ dedi.
Oz ‘ Tuhaf bir çok insanı kalbi yok. Yani kalbi yok gibi davranıyorlar. Ama teneke adam kalp istiyor ‘ dedi.
Sıra Aslandaydı. Aslan utana utana öne çıktı.
Aslan’ Belki de inanmayacaksınız majesteleri , ben korkağın biriyim. Bana cesaret vermenizi rica ediyorum efendim’.
Oz’ Olacak şey değil . Bir aslanın korkak olduğunu ilk kez duyuyorum ‘ dedi.
Saray Nazırına dönüp ’Siz ne düşünüyorsunuz? diye sordu.
Saray Nazırı ‘ En azından bu Aslan korkak olduğunu açıklayacak kadar cesur.’ Dedi.
Sıra Cadı kadına gelmişti. Sihirbazın önünde eğildi. Ona olanı biteni anlatı. Sihirbaz sözünü kesmede dinledi.
Sihirbaz Oz saray nazırına hepsi bu kadar mı diye sordu: Oda ‘evet ‘ deyince misafirlerine dönüp ‘ Sizin istediklerinizi yapabilirim ? Ama şunu bilmelisiniz. Bana karşılığını vermeden benden hiçbir şey isteyemezsiniz. Daha doğrusu eğer karşılığını vermediyseniz yapacağım sihir in bir etkisi olmaz’ dedi.
Hepsi birlikte ‘ Ne isterseniz yaparız ‘ dediler.
Sihirbaz sakalını sıvazladı sonra yerinden kalkıp arkadaşlara yaklaştı. ’Sizden batının hain büyücüsünü öldürmenizi istiyorum ‘ dedi.
Öldürmek kelimesini duyan Teneke Adam inledi ’Ey vah ben kimseyi öldüremem. O zaman benim hiçbir zaman kalbim olmayacak’ dedi.
Sihirbaz ‘ Bu düşüncen yanlış. O büyücü çok kötüdür. Onu ortadan kaldırırsanız çok kişinin hayatını kurtarmış olursunuz ‘ dedi.
Hepsi Oz dan izin isteyip oradan ayrıldılar.
Düşümdüler önce o büyücüyü nasıl bulacaklardı. Onun yaşadığı yere nasıl gideceklerini bulmaları gerekiyordu.
Kapı nöbetçisine sormaya karar verdiler. Nöbetçi onları dinledi sonrada ‘Maalesef oraya giden bir yol yoktur. Çünkü o kötü büyücünün ülkesine kimse gitmek istemez ‘ dedi.
Doroti ’ Peki ne yapacağız ‘ diye sordu.
Nöbetçi ‘ Sürekli batıya gideceksiniz . Onun ülkesine vardığınızda o bilir ve sizi yakalamaya gelir ‘ dedi.
Arkadaşlar nöbetçiye teşekkür edip oradan ayrıldılar ve güneşe göre yönlerini batıya doğru ayarlayıp yola çıktılar.
BATIYA DOĞRU İLERLERKEN
Onlar ilerlerken cadı sarayında oturmuş gök dürbünü ile ülkesini tarıyordu . Biren onları gördü.
Yakınındaki güvenlik kuvvetleri komutanına bağırıp ‘ Bunlarda kim ? benim ülkemde ne arıyorlar? Çabuk yakalayıp getirin ‘ dedi.
Komutan ‘ Emredersiniz efendim ‘ dedi ve kanatlarını çırparak yanından ayrıldı.
Komutanda askerleri de kanatlı maymunlardı. Hemen askerlerini topladı ve Onları yakalamaya gitti. Az sonra Doroti ve arkadaşlarının başları üstünde uçmaya başladılar.
Onları ilk gören Toto oldu. Yukarı bakarak havlamaya başladı. O zaman hepsi yukarı bakıp onları gördüler.
Doroti’ Aman tanrım bunlar ne? ‘ dedi.
Korkuluk ‘ Cadının marifetidir’ dedi. Aslan tir titriyordu. Onlar ne yapacaklarını düşünürken maymunlar onları yakaladı ve ellerini bağlayıp alıp Cadının sarayına götürdüler.
Cadı hepsini inceledi’ Hepsini zindana götürün: Kız burada kalsın. Kölem olacak ‘demiş.
Daha büyücü bunu söyler söylemez diğerlerini alıp gittiler. Doroti Toto yu kucağına almayı başardığı için : Totoyla büyücünün yanında kaldılar.
Büyücü kadın ‘ Sizi o bunak Oz mu yolladı ‘ dedi.
Doroti korkuyla‘ hayır efendim. Biz yolumuzu kaybettik ‘ dedi.
Büyücü ‘ Sen bunları başkasına anlat.’ Dedi ve kızı bir odaya sürükledi. Bu oda öyle dağınıktı ki Doroti hiç böyle bir oda görmemişti. Kadın Doroti yi bırakıp çıkarken ‘ Burayı temizle ve düzelt yapmazsan sen bilirsin? Ocağı yak, su ısıt ‘ dedi.
Kadının davranışlarına sinirlenen Toto Doroti nin kucağından atlayıp kadının bacağını ısırdı. Büyücü Toto ya bastonuyla vurmaya çalışıyordu. Doroti buna çok sinirlendi.’ Köpeğimize vuramazsınız ‘diye bağırmaya başladı.
TIPKI MUM GİBİ
Kadın aldırış etmeden Toto yu kovalıyor her fırsat tada bastonuyla vuruyordu.
Doroti etrafına bakıp büyücü kadını durdurabileceği bir şeyler ararken kenarda duran su dolu kovayı gördü. Kadının üstüne kovayı döktü. Kadın acı bir çığlık attı.
Büyücü Kadın ‘ Eyvah! Mahvoldum. Benim en büyük düşmanım su dur .Bunu nerden biliyorsun? ‘ Derken kadın erimeye başladı. Kadın adet ta mum gibi eriyordu. Sonunda tamamen eridi ve kayboldu.
Doroti cadıdan kurtulmuştu. Ondan geriye kalan gümüş anahtarı yerden aldı ve büyücünün sihirli gümüş ayakkabılarını giydi. Totoya ‘ hadi gidip arkadaşlarımızı bulalım ‘ dedi.
Şatoda dolaşmaya başladılar. Onlar arkadaşlarını ararken olanları herkes duymuştu. Büyücüyle beraber Kanatlı maymunları da kaybolmuşlardı. Özgürlüğüne kavuşan şato halkı Doroti ye hizmet etmek için yarışmaya başlamışlardı. Sofracı başı Doroti yi sofraya davet etti. Hizmetçi Doroti dinlensin diye yatak hazırlandığını haber verdi. Terzi ona elbise dikmek istiyordu. Doroti yi giydirip kuşatmak karnını doyurmak istiyorlardı. Doroti nin tek derdi arkadaşları bulmaktı ama kimse onların nerede olduklarını bilmiyordu. Toto izleri koklamaya başlamış. İzlerini bulunca Toto havlamaya başlamış. Doroti ye yağ izlerini göstermiş.
Doroti Toto ya ‘Toto yağ izini buldun. Sana aferin. Şimdi onları nerde olduğunu bulmalısın.’
Toto Doroti yi dikkatlice dinledi .Kulaklarını kaldırıp koşmaya başladı. Doroti ve saray halkı da peşinden gittiler. Toto bir kapının önünde durdu. Sonunda onları bulmuşlardı.
Doroti kapının önünde ‘ Buldu onları buldu. Hadi açı kapıyı lütfen ‘ dedi.
Baş kahya ‘ Burası hamam odası küçük hanım ‘ dedi.
Doroti ‘ olsun siz açın ‘ dedi.
Baş Kahya ‘ Hamamcı hamamcı ‘ diye seslendi. Hamamcı gelip hamam tası ile geldi. Tasın içindeki anahtarla kapıyı açmak istedi ama açamadı.
Hamamcı ‘ bu kapı büyü ile kilitlenmiş. Batının büyücüsünün gümüş anahtarı lazım ‘ demiş.
Doroti o zaman büyücünün odasından aldığı anahtarı hatırladı.
Doroti anahtarı kahya ya gösterdi. ‘ Bu mu ‘ dedi.
Baş kahya ‘ bu o anahtar ‘ dedi.
O zaman Doroti anahtarı kilide soktu. Kapı açıldı.Kapının bir kanadını kahya diğer kanadını hamamcı itip açtılar. İçerdekiler hemen dışarı çıktılar. Doroti ye ve Toto ya sarıldılar. Teneke adam buhardan tutulmuştu. Doroti teneke adamı yağladı. Korkuluk ıslandığı için yürüyecek hali kalmamıştı. Doroti korkuluğu güneşe çıkartı. Kuruyan korkuluk kendine geldi. Doroti ve arkadaşları saraydaki arkadaşları ile vedalaşıp yola çıktılar.
BATININ BÜYÜCÜSÜNE NE OLDU?
Sihirbaz Oz un ülkesine gelince silindir şapkalı adamın verdiği gözlükleri taktılar.
Sihirbaz Oz onları süzdü ‘ Ne oldu batının Büyücüsüne ?’
‘ Batının büyücüsü yok artık ‘ dediler.
Sihirbaz Oz çok şaşırmış ‘ Ne batının Büyücüsü yok mu?’
‘Evet efendim .’demişler.
OZ’ Bunu kim başardı ?’ dediğinde Doroti yi göstermişler.
Oz inanamıyordu. Düşmanının küçük bir kız yok etmişti. Oz un keyfi yerine gelip Dororti yi yakınına çağırdı. Doroti yaklaşıp dizini kırarak selam verdi.
Oz ‘Aferim sana .Bana nasıl başardığını anlat ‘dediğinde Doroti başlarından geçen her şeyi anlatı.Büyücünün üstüne su atığında ‘mum gibi eridi ‘ demesi üzerine büyücü keyifle güldü. Toto ise ondan bahsedildikçe olduğu yerde sevinçle sıçrıyordu.
Oz’ Aferin ama bana bir kanıt göstermen lazım ki anlattıklarının doğru olduğuna inanıyım ‘ dediğinde Doroti ve arkadaşları düşünü düşündü ama akılarına bir kanıt gelmedi. Büyücüye Batının büyücüsünü yok etiklerini kanıtlayamayacaklarını düşünüyorlardı ki totonun aklına bir fikir geldi.
Toto havlamaya ve kuyruğunu sallayarak Doroti ye yaklaşmaya başladı. Doroti nin ayağındaki gümüş ayakkabıları yalamaya başladı. Doroti büyücünün ayakkabıların aldığını hatırladı.
Doroti ‘ Aferin sana Toto aradığımız kanıtı buldun ‘ dedi.
Oz kanıtı merak edip tahtından kalktı.
Doroti ‘işte kanıtım Batının büyücüsünden aldığım ayakkabılar ‘ dedi.
Büyücü Oz baktı gerçekten Batının büyücüsünün gümüş ayakkabılarıydı.
Oz tekrar tebrik etikten sonra diğerlerine dönüp ‘ Sıra bana geldi. Şimdi hepiniz ayrı ayrı isteklerinizi anlatın. İsteklerinizi yapacağım ‘ dedi.
Arkadaşlar sevinçle birbirlerini kutladılar sonra Toto ve Doroti ye teşekkür ettiler.
Sihirbaz Oz önce korkuluğu dinledi.
Oz ‘ Ama senin aklın var. Uçurumdan geçebilmek için ağacı kullanmayı sen akıl ettin’.
Sıra aslana geldi. Aslanı da dinledi. Oz ona da ‘ iyide sen cesursun. Arkadaşlarını hayatını hiçe sayıp uçurumdan sen geçirdin’.
Sıra Teneke adamdaydı;
Oz onu da dinledi ve ‘ Böceği ezdiği için göz yaşı döküğün için çene eklemlerin paslanmadı mı?’
Sıra cadıdaydı. Oz ‘ Uçup ta ne yapacaksın? Yetenekliysen yapacaklarını uçmadan da yaparsın.’
Sihirbazın cevaplarıyla hayal kırıklığına uğrayan arkadaşlar bunca tehlikeye kuru cevaplar için mi katlandık diye düşünmüşler. ‘bari Doroti nin isteğini yerine getirse de evine kavuşsa diye düşündüler’.
Oz onların bu halini görüp gülümsemiş. Onların açık yürekliliğine ve birbirlerini düşünmelerine çok sevindi. Oz gülmeye başladı. Herkeste onla güldü.
Oz ‘ Aslında çocuklar sizi çok sevdim. Size biraz şaka yaptım. Bana ilk geldiğiniz gün istediklerinizi yapmaya karar vermiştim. ‘ demiş.
Önce cadı yaklaşmış ‘Bundan böyle hiç kimseye zarar vermeyeceksin. Eğer zarar verirsen bir daha rüyanda bile uçamazsın.’
Cadı teşekkür etmiş.
Oz ‘ Bin şu süpürgene ‘ dediğinde süpürgesine binmiş. Oz bir şeyler söylemiş . Süpürge uçmaya başlamış ve cadı açık pencereden uçup gitmiş.
Oz korkuluğu çağırmış .Korkuluğun ot ve samandan yapılmış kafasını aralayıp cebinden çıkardığı şişeden birkaç damla damlatmış. ‘Bundan sonra akılı olacaksın. Aklını kötü kullanma ‘ demiş.
Korkuluk Oz a teşekkür etmiş. Arkadaşlarıyla vedalaşıp gitmiş.
Sihirbaz Teneke adamı çağırmış. Teneke adamın gögüsünü açıp oraya tıkır tıkır işleyen bir kalp takmış.
Sihirbaz ‘ Bu kalp yiğit bir kişiye verilecek kalptir. Onunla övün kıymetini bil ‘ demiş.
Sıra aslana gelmiş. Sihirbaz aslanın önüne bir tas su koymuş’ iç bakalım ‘ demiş. Aslan hemen içmiş.’ Nasılsın ‘ demiş.
Aslan ‘ Cesur olmak çok güzel bir şey . kendimi güçlü hissediyorum.’ Demiş.
Sıra Doroti ye gelmiş.
Arkadaşlarının istekleri yerine gelmişti. Acaba sihirbaz Oz onu ülkesine evine gönderecek miydi?
Dororti ‘ Efendim benim isteğimi de yerine getirecek misiniz ‘demiş.
Oz hayretle bakıp ‘ Senin isteğin neydi ‘ demiş.
Doroti bu söze çok kızmış.’ Ülkeme dönmek istiyorum ‘ demiş.
Sihirbaz Oz’ Seni tutan yok ‘ demiş.
Doroti ‘ iyi ama nasıl gideceğim ‘ demiş.
Sihirbaz Oz ayağındaki Gümüş ayakkabıları işaret edip’ Bu sihirli ayakkabılar seni evine götürecekler ‘.
Doroti ‘ Ama nasıl?’
Sihirbaz Oz ‘ Ayakkabılara bakarak gideceğin yeri söylersen seni götürür.
Doroti onu selamlamış ‘ Teşekkür ederim efendim ‘ demiş.
Sihirbaz Oz ve adamları odadan çıkmış. Toto Doroti nin kucağına atlamış. Ayakkabılar kımıldamış. Doroti açık pencereden süzülmüş. Yükselmiş yükselmiş. Göklerin içinde bulutların arasında uçuyormuş. Zümrüt kent git gide küçülüyormuş. Dağlar , tepeler Doroti nin ayaklarının altındaymış. Uzun süre uçmuşlar. Aşağıda tepeler evler köyler belirmeye başlamış. Doroti evini görünce sevinç çığlıkları atmaya başlamış ‘ Toto bak evimiz evimiz. ‘ Uzaktan küçücük olan her şey büyümeye başlamış. Çimenler ayağı değmiş. Amcası gökten inen yiğenini görünce ağzı açık kalmış. Yiğe nine sıkı sıkı sarılmış. Yengesi de evden çıkıp sevinçle koşmuş Doroti ye sevgiyle sarılmış.
Doroti’ İnsanın evinde olmasından daha mutlu bir şey yok ‘ demiş.

Very nice
BeğenLiked by 1 kişi
Thanks
BeğenBeğen