’ MAVİ MASAL DÜNYA ’ sına hoşgeldiniz. MASAL DÜNYASI DÜNYA MASALLARı- ‘TÜRK MASAL’ları, çocuklar ve büyükler için masallar ve de ilerleyen zamanlarda ‘HİKAYE’ler. ‘ÖYKÜ’LER Bulacaksınız. Hello and welcome to the "BLUE TALE WORLD ". Here are world tales, “TURKISH TALES”, tales for children and adults, and “STORIES” in the future. You will find "STORIES".

                  BİTMEYEN MUTLULUK

 Emel benim çoraplarım nerede ?

 Nerede olacak Murat dolapta :

 İyi de bütün çekmecelere baktım ama yok.

 Yüzünde yeşil bir maskeyle asık suratlı sevgili eşim en alta ki çekmeceyi çektiği gibi karşıma dökülen onlarca çorapla beni baş başa bırakıp tek kelime bile etmeden odadan salına salına çıkışı.

 Kahvaltı sofrası;

 Gül Ayşe bana kahvemi getirir misin?

 Kahvemden ilk yudumu alıp sabah gazetemi okurken odaya topuk sesleri doldu .

 Sevgili eşim masaya oturur oturmaz ;‘ Ya murat senin şu yılan eski karın yok mu ? Bizim kulübe üye olmuş her gün ben onu görmek zorunda mıyım’ diye başlayan uzun cümle.

 Beş yıl önce

 Kışın en şiddetli günleri kar kış diz boyu arabayla uzun karlı yollarda kaldığım soğuk bir gece o gece zorda olsa polislerin yardımı ile bir benzinliği sığınıp sabahladığımda orda bir otobüs dolusu insan vardı. Onlardan biride sevgili eşim di.

 Soğuktan donan ellerimi sıcacık küçücük çay bardağıyla ısıtmaya çalışırken camdan dışarıyı izliyordum. O amansız soğuk o amansız beyaz düş öylesine güzeldi ki. Çayımı yudumladıkça yudumladım ve saatlerce dışarıyı izledim.

  Saatlerin geçtiğini neşe içinde yanıma gelen o kız bana hatırlatmıştı.
 ‘Şey neden yalnızsınız. Siz hasta mısınız? ‘ ‘ Beyefendi nasılsınız. ‘

 ‘ Hım hım ‘ daldığım düşten uyandığımda dünyaya boş gözlerle bakıyordum. Karşımda genç gülen gözleri parlayan yüzüyle bir kadın.

 ‘şey pardon dalmıştınız galiba . Saatlerdir burada oturuyorsunuz da bende iyi olup olmadığını merak ettik. Baktım yaşlısı genci onlarca insan birleşen masanın etrafında neşe içinde gülüşüyorlar. Kısa sürede onlara katıldım.

 O kış günü uzun süreden sonra kalbimden uzaklara gitti. İşten eve geldiğimde; beni neşeyle karşılayan bir kadın. Acemice yemekler dibini alan yemekler . Neşeli sohbetler kenarda köşede içtiğimiz çaylar .

 Sonunda evlendik . Uzun süreden sonra yaşadığım mutluluk devam eder sandım. Tabii bu bir hayaldi. Karım öylesine eski karıma benzemeye başladık ki aynı şeyleri yaşamaya başlamak istediğimden emin değilim.

 Eski eşim mi sevgili eşimin tabiri ile ‘ Yılan ‘ . Biraz doğruluk payı var. Her fırsatta bana da ona da dünyayı dar eden sivri dili eski eşimle bir hayat geçirmek çok zordu.

 Sekiz yıl önce

 Neredesin?

 İşteyim hayatım.

 Ben kulüpteyim param kalmadı. Bana biraz para yollaya bilir misin.

 Tabii ki aslında .. Neyse Yoluyorum.

 Teşekkür ederim. Unutma akşam Selinlerin davetine gideceğiz.

 Hayatım bu gün çok yorgunum başka bir zaman .

 Hayır olmaz herkes orada olacak gitmek zorundayım.

 Peki hayatım. Görüşürüz işe dönmeliyim.

 Peki peki sen para kazan bende harcıyım.

 Telefonu kapadığım an sırtımdan akan buz gibi terleri hala hissediyorum. İşte eşim için anlamım bu olmuştu . O günden sonra bir parçamız koptu.

 Ben geldim. Hoş geldin. Oturma oturma beni yemeğe götür.

 Neredesin?

 İş yemeğindeyim hayatım.

 Nerede ? Kiminle ?….
 Efendim hayatım ?…

 Ben şirketeyim. Seni bekliyorum hani beni bugün Simgelerin davetine götüreceksin ..

 İşte sonuna geldiğimiz gün sevgi bitmişti. Sonbahar akşamı dışarda durmadan yağmur yağarken karşıma aldığım eşime artık onunla olmak istemediğimi söylediğimde olanlar oldu önce sinir krizi sonra ‘ Beni kimin için bırakıyorsun’ ‘ Yok canım beni aldatmış olamazsın ‘ ‘ seni aşağılık bana bunu nasıl yaparsın’ Sonrası duvarlara patlayan eşyalar . kırılıp dökülen hayatımızın bütün izleri her yerdeydi. Kırıklara basmadan yol almak çok zordu ‘ 

 ‘ Olmuyor. Artık birbirimizi sevmiyoruz. ‘

 Ayrılırsak kendini seven birini bulabilirsin. Biz artık böyle mutlu değiliz.

 Kırıp dökmesi bitiğinde ağlamaya başlamıştı. Öyle ki dışarda ki yağmuru bastıran ağlamasıyla gelen yalvarması beni öyle bir hale getirdik artık duvarlar üstüme geliyordu. Evin içinde kovalamaca oynamaya başladık . Sonunda kendimi dışarda kendimi bulduğumda derin bir nefes almıştım. Tam yanı başımda uçarak dışarı çıkan sandalyeyle ne olduğunu anlamadığım bir boşluk. Sabaha kadar hiç durmadan kendimi sürükleyerek arşınladığım karanlık sokaklarda bir yüz aradım ve içine düştüğüm o karanlık soğuk beni üşüten soğun içinde kayboldum. İşte o gece kaybolduğum o sokaktan çıkışım tam üç yıl sonra olmuştu. İşte o gün tekrara başladığım noktaya koşuyordum. Ne yapmalıydım.

 Sıkıntılarımla şirketten çıktım arabayı almadan yürümeye başladım. Sahile geldiğimde burnuma gelen tuzlu su kokusu beni kendime getirdi. Bir banka oturup etrafı izlemeye başladım. Saat kaç , neredeyim önemi yoktu. Sadece izliyordum. Yaşlı adam yanıma geldi. ‘ izin verir misiniz ‘ Te kelime edecek halim yoktu başımla onayladım. ‘ Teşekkür ederim genç adam ‘

 Yaşlı adam benimle deniz manzarasını saatlerce izledi. Akşam olmuştu. Telefonun sürekli çalıyordu ama ben sessize almıştım. Umurumda olmadı. ‘ derdi nedir bilmiyorum ama çözülmeyecek bir sorun yoktur. Seviyorsan vazgeçmemelisin.’ ‘ sorun sevilmemekse . Yani sevginin bir gemiye binip benden çok uzaklara gitmesi’. O sevgi öyle kolay gitmez sen kötü bir şey yapmadıysan o yerindedir sadece hatırlamayı bekliyordur ‘

 Düşündüm ışıklar yükseldi gemiler beni selamladı sesler sustu ve aslında aramıza hayatın ve benden vazgeçmeyen bir eski eşimin girdiğini gördüğümde anladım.

Ne mi yaptım . Eve gidip iki valiz hazırladım ve eşimin elinden tutuğum gibi arabaya atlayıp uzaklara gittik. Şehir şehir gezdiğimiz uzun bir yolcuğa çıktımızda bu kadar mutlu olabileceğimi bilmiyordum.

 O uzun yolculuktan döndüğümüzde yeni bir üyenin aramıza katılacağı haberiyle dünyalar benim oldu. Biz olduğumuz günler başlamıştı. Eşim ve ben o eski kötü günlere bir daha dönmedi.

 Emel neredesin benim küçük kızım nerede kaldı?

Murat yoldayız . Benim pabucum dama atıldı.

 Tabi ki kızım dururken sana mı bakacaktım.

 Babacım bana dondurma alacak mısın?

 Peki benim dondurmam.

 Annesinden gülen yüzünü alan benim dondurmam . Bize bitmeyen mutluluk getirdi.

 Önemli olan ne miydi?’ Sevginin bir gemiye binip gitmesine izin vermemek.’

HAYATIN ANLAMI BİTMEYECEK MUTLULUKLARDA SAKLI.

Mavi İlkay Masal.