KURTLA KÖPEK

KURTLA KÖPEK
Bir zamanlar bir ülkenin bir köyünde köpekler kurtlara göz aştırmaz olmuşlar Kurtlar açlıktan tazıya dönmüşler. Bir gün dağlarda gezen kurt bir çomar görmüş. Kerli ferli, yağlı , besili ,parlak tüylüymüş bu çomar. Kurt bakmış çomar yolunu şaşırmış kendi kendine ‘ saldır şuna lokma lokma et’ diye düşünürken bakmış kan gövdeyi götürür ’Kelleyi pahalıya verece’. Kurt ne yapsın alttan almış . Ahbaplık kurmuş birazda pöh pöhlemiş köpeği : ‘ İyi ense yapmışsın maşallah ‘ demiş.
Köpek alta kalır mı: ‘ Bu sizin de elinizde .Benim gibi beslenmek . Bırakın şu ormanları. Beni dinleyin . Yaşamak değil bu sizin ki Böyle giderse böyle sefil , perişan serseri açlıktan ölmek hepinizin kaderi. Ne kadar uyku, ne kadar rahat lokma hem de canınız pahasına. Benim le gelinde dünya varmış deyin ‘ demiş.
Kurt meraklanıp sormuş: ‘ Orda işim ne olacak? ‘
Köpek : ‘ Hiç canım ..İş bile değil. Fakir fukaraya saldıracaksın. Evin insanlarına kuyruk sallayacaksın. Bir de efendine hoşgörüneceksin. İşte hepsi bu kadar. Bunun karşılığında yağlı gündelik , Bütün artıklar senin ..Tavuk kemiğimi istersin yoksa güvercin mi bıldırcın kemiği mi ! Üstelik sabah akşam sırtında okşanır. ‘demiş.
Kurt bunları duyunca ağzı kulaklarına varmış. Gözleri de dolmuş derken bakmış köpeğin boynunda bir iz var: ‘ Bu nesi ‘ demiş.
Köpek : ‘ Hiç ‘ demiş. Kurt bu ne olduğunu öğrenmekte ısrarcı : ‘ Hiç ama ne ? ‘ demiş.
Köpek : ‘ Söylemeye değmez . Nenize gerek ‘ demiş.
Kurt : ‘ Söyle canım merak ettim ‘ demiş.
Köpek : ‘ Tasmanın yeri olmalı. Hani arada bir bağlıyorlar ya ‘ demiş.
Kurt: ‘ Ne bağlıyorlar mı ? Öyleyse her istediğin yere gitmek yok ‘ demiş.
Köpek . ‘ Her zaman değil ama ne çıkar bundan ? ‘ demiş.
Kurt: ‘ Ne mi çıkar ? Bundan her şey çıkar ‘ demiş.
Kurt: ‘ Eti de kemiği de sizin olsun. Dünyayı verseler yokum bu işte ‘ demiş ve hiç durmadan kaybolmuş.
J. de la Fontaine.