HAYAT ENGEL TANIMAZ – SİHİRLİ İP

SİHİRLİ İP
Zamanın birinde bir krallık varmış. Bu krallığın çok ama çok fakir halkı varmış. Halk ne kadar fakirse kral ve soylular bir o kadar zenginmiş. Fakir halkın ekeceği bir parça toprağı yiyeceği bir lokma ekmeği yokmuş.
Bu fakir halka tek yardım eden çok çalışıp kralın askerleri arasına katılan bir aileymiş. Bu ailenin erkekleri canları pahasına kralı korularmış karşılığında çok para alır ve sarayda saygı görürlermiş. Onların eşleri de kazandıkları paralarla un alıp ekmek yapar geceleri herkes yatınca fakirlerin kapısına ekmek bırakırlarmış.
Bu iyi niyetli ailenin beş erkeği askerlik yapar beş kadına bakarlarmış. Ailenin erkekleri Annelerine , büyük abilerinin eşine ve küçük kız kardeşlerine çok düşkünlermiş.
Günlerden bir gün sarayda bir balo verilmiş. Bu Baloya civar ülkelerin prenslerini de davet etmiş. Maksadı iki kızını onlarla evlendirip kendisini güvenceye almakmış. O baloya askerlerinin de gelmesini emretmiş. Yalnız ‘ Baloya gelirken sivil gelin yanınıza eşlerinizi de alın. Eğer asker gibi gelirseniz prensler rahatsız olur ‘ demiş. Askerler ne yapsın kralın emri hemen eşlerine haber vermişler. Yalnız küçük oğulları bekar olduğu için o da kız kardeşiyle baloya gelmiş.
Balo çok güzelmiş. Askerler eşleriyle kralı selamlamışlar ve gece boyu kralın etrafından ayrılmamışlar. Beş kadın bir köşede baloyu izlerken onlara bakan asil kadınların istemez bakışlarına aldırış etmemeye çalışmışlar çünkü bu boyları uzun , yürüyüşleri güzel , oturmasını kalkmasını bilen kibar ve zarif hanımlar balodaki herkesin dikkatini çekmiş ama evli oldukları için hiçbir erkek yanlarına gidememiş. Kadınlar işte bu bakışları kıskanıp onları istemiyorlarmış.
Balo sürerken dört prens baloya katılmış. Bunlardan üçü çok ama çok çirkinmiş ama çok zengin krallıkların prensleriymiş. Kral o üçüyle sürekli ilgilenmiş . Sonunda da iki kızıyla iki en zengin prensin evlenme işini ayarlayınca çok sevinmiş. Daha da bir eylenmeye başlamış.
BU sırada uzak ülkelerden gelen iki prens kendilerine eş arıyorlarmış. Biri çok çirkinmiş. Tabii sadece yüzü değil ruhu da çok çirkinmiş. Prensesleri elinden kaçırınca canı sıkılmış sıkıntısını geçirecek vakit geçireceği bir kız aramaya başlamış. B u sırada da çok içki içmiş. Tabii içki şişede durduğu gibi durmuyormuş .
Diğer prense ise çok iyi ve güzel bir krallığın tek prensiymiş ve oda bir eş aradığı için etrafa bakarken bir de bakmış beş güzel ve oldukça kibar hanım bir kenarda dans edenleri izlemekte aralarından en küçüğü olduğu anlaşılan. Pembe yanaklı , kumral saçlı üstündeki pembe elbisesiyle bir prenses ten bile güzel kızı çok ama çok beğenmiş. Herkesin onlara baktığını görünce merak etmiş. Yanında ki yaverine kim olduklarını öğrenmesini söylemiş. Aradan birkaç dakika geçmeden yaver gelmiş.’ Prensim onlar kralın özel askerlerinin eşleriymişler ‘ diyince prensin umutları suya düşmüş. O da ne yapsın bahçeye çıkıp güzel geceyi izlemeye başlamış ama o güzel kızı düşünmeden yapamıyormuş.
Askerlerin eşleri ise vaktin geç olduğunu eve gidip ekmek yapmaları gerektiğini fark etmişler. Hemen eşlerine haber verip evlerine gitmek üzere arabalarını beklemek için bahçeye çıktıklarında çirkin prens karşılarına çıkıp sataşmış sonunda da küçük kızının koluna yapışıp . ‘ Sen çok güzelmişsin. Bu gece beni eğlendireceksin benim yatağıma gireceksin ‘ diyip kızı çekiştirmeye başlayınca oradaki muhafızlar ve yaveri araya girip prensi götürmüşler.
Askerlerin eşleri üzgün ve korkmuş vaziyete arabalarına binip evlerine gidince annelerini bir endişe almış. ‘ Bu prens bizim kızın peşini bırakmazsa kral bizim kızı buna verir o da onu alıp gider sonrada atar bir kenara kızım kederden ölür ‘ demiş. Annesi doğru söylüyormuş. Hepsi farkındaymış. Ne yapsak kızı kimle evlendirsek diye düşünürken bir taraftan da ekmekleri hazırlamışlar.
Çirkin prens küçük kıza saldırırken bahçede olan prensin kulağına bir ses gelmiş. ‘Sarayın kapısına git’ diyen sesin etkisiyle hemen kapıya gitmiş. Birde bakmış ki Asker eşleri ordaymış ve çirkin prens onları rahatsız ediyormuş. Bunu görüp müdahale etmek isteyince yaveri askerler gereğini yapar siz karışmayın nede olsa evli kadın demiş. Ama prensin içine kurt düşmüş. Hemen atına atlayıp onları takip etmiş.
Evlerine gelince hemen mutfağa geçmişler prenste açık pencere altına da gizlenip konuşmaları dinlemiş. Duyduklarına hem sevinmiş hem de üzülmüş. Sabaha kızın başına gelecekleri düşününce çare aramaya başlamış. Derken bakmış kadınlar üstlerinde eski püskü elbiselerle çıkmışlar ve ellerinde ki sepetleri eski bir at arabasına yükleyen kadınlar takip etmeye karar veren prens birde bakış sesiz sessiz yaptıkları ekmeklerini kapı kapı dağıtmışlar.
Prens bakmış bu ülke çok ama çok fakir bu ailede çok ama çok iyi insanlar. Onların bu halini görünce kızı o çirkin prens ten nasıl kurtaracağını düşünmeye başlamış. Bu sırada karşısına minicik bir peri çıkmış. Prens şaşırmış ‘ Sende kimsin’
Peri .’ Ben o küçük kızın ve ailesinin iyilik perisiyim.’
Prens : ‘ Benden ne istiyorsun? ‘
Peri: ‘ Onlara yardım etmek istiyorsun bende sana yardım edeceğim.’ Demiş.
Prens: ‘Ama nasıl ? ‘ dediğinde peri onun başından aşağı peri tozu serpmiş. Prens gözlerini açtığında artık başka bir adam gibi görünüyormuş.
Peri: ‘ Prens artık değiştin. Bir gün boyunca bu halde kalacaksın . Kendini fakir bir adam olarak tanıt ve kızla evlen eğer evlenmeyi başarırsan onun ve ailesinin hayatını kurtarırsın yoksa onların hepsi çok kötü günler görecek ‘ demiş.
Prens koşup kendine havuzun suyunda bakınca birde bakmış çok fakir ve yüzünde yara izi olan genç bir adama dönüşmüş olduğunu görünce şaşırsa da periye teşekkür etmek istemiş . Birde bakmış peri yok olmuş. Tam evden uzaklaşmak isterken askerlerin eve döndüğünü görünce kaçacak yeri kalmamış ve evin bahçe çıkışında yer yığılmış.
Askerler evlerini kapısında yerde yatan bir adam bulunca hemen onu içeri taşıyıp kendine gelmesini beklemişler. Pens kendine gelince bakmış bütün başında . Evin babası bu fakir ve kötü durumdaki adamın durumuna çok üzülmüş. ‘ Kimsin ? neden benim evimin kapısının önde yatıyordun? ‘diye soruş.
Fakir bir adama dönüşen prens te ‘ Ben fakir bir adamım ailem fakirlikten öldüler . Bu dünyada yapa yalnız kaldım. Bura dan geçiyorum. Bir ekmek kokusu aldım. Eğer kalan ekmeğiniz varsa alabilir miyim diye hizmetçinize soracaktım. Efendim beni affedin ‘ demiş.
Aile adamın bu durumuna çok üzülmüşler . Birde gidecek yeri olmadığını duyunca evin bir bahçıvan çırağına ihtiyacı olduğunu söyleyip evin dışındaki bakımsız kulübeye yerleştirmişler. Yemesi için sıcak bir çorba ve yeni yaptıkları ekmeği verdikten sonra kendi sorunlarına sıra gelmiş. Aile toplanmış konuşurken prens gene onları dinlemiş. Her şeyi öğrenen eşler ne yapacaklarını şaşırmışlar . Kızları olduğunun anlaşılıp kralın adamlarının kapıya dayanmasının an meselesi biliyorlarmış.
Kızlarını saklamaya karar vermişler . Sabah olunca kızlarının saklana bileceği bir yer yapmışlar. Bu odaya her ihtiyacı olan şeyin bulunduğu bir yer haline getirilmiş. Herkes endişe içinde sabahı beklemiş. Sabahın ilk ışıklarıyla kızlarını saklamışlar.
Bu sırada sarayda kıyamet kopmuş. Çirkin prens bir kızı beğendiğini ve onu istediğini söylüyormuş. Kral kızın evli olduğunu bunun imkansız olduğunu söyleyince prens daha da delirmiş. Olmaz olamaz ben o kızla evleneceğim . Yoksa siz bizimle bunu için anlaşmamıştınız. Ben buraya evlenmek için geldim. O kadın kocasından ayrılıp benimle evlenecek o zaman bende buradan ayrılacağım diyince kral ne yapsın askerleri çağırmış. Sabahın ilk ışıkları ile askerlerin kapısı çalınmış onlarda sarayın yolunu tutmuş. Ama bu sırada krala adamlarını yollayıp ailenin durumunu araştırmış.
Kralın karşısına çıkan askerler ne olduğunu bilmiyor gibi ‘ Kralım bizi neden çağırdınız ‘ demişler. Kralda çirkin prensin onların ailesinden bir kızı beğendiğini onunla evlenmek istediğini ‘ söylemiş. ‘ Bakın bu evlilik olacak .Çünkü Ben prensin babasına söz verdim. Ülkemizin iyiliği için böyle olacak ‘ demiş. Aile itiraz etmişler tam’ evli bir kadını böyle alamasınız’ diyecekken gelen haberci kızın kardeşleri olduğunu söylemiş. Kral daha da kızıp ‘ O kız kardeşinizmiş. Prensle bu gün bitmeden evlenecek yoksa sizi cellatta veririm ‘ demiş .
Askerler eve gelip her yeri aramaya başlamışlar. Tam kızın saklandığı tavan arasına gelmişler. Kız orada korkudan titrerken fakir bir adama dönüşen prens kızın odasına girmiş. Peri ortaya çıkıp ‘ Prens bu ipi alın onunla ine bilirisiniz’ demiş. Prens kızı kaptığı gibi tavan arasındaki ufak pencereden sihirli ipi sarkıtmış ip birden en uzaktaki ağaca bağlanmış prens te kıza ‘ Lütfen benimle gelin yoksa yakalanacaksınız’ demiş. Kız ‘ Bana neden yardım ediyorsun ‘ diye sormuş. Prens ‘ Siz bana yardım etiniz bende size yardım edeceğim ‘ demiş ve ikisi ipe tutunup atlamışlar . Hava da adeta kuş gibi süzülerek ormana varmışlar. Kız nasıl geldiklerini anlamamış bile . Ormanda saklanırken bakmış askerler gidiyor . Evine gitmek isterken askerlerin sözlerini işitmişler ;
Asker ‘ Evde bulamadık. Şimdi kralın özel askerleri zindanda mı kalacak? ‘,
Asker ‘ evet. Evin her yerine askerler saklandı kız gelince yakalayacaklar. O kötü ve çirkin prensle evlenen kadar zindanda kalırlar’ demiş.
Asker ‘ Ben duydum ki artık zindan çıkamazlarmış. En azından kız bulunana kadar kadınlar güvende. ‘
‘Neden öyle söyledin?’ demiş diğeri.
‘ Kral kadınları baloda görüp beğenmiş. Kocalarını zindana atınca onları saraya kapatıp karısı yapacakmış. Sıkılana kadar elinde tutar sonra artık başlarına ne gelir bilinmez’ demiş.
Asker ‘ Bende o kötü prensle ilgili hiç iyi bir şey duymadım. Bu güne kadar on kez evlenmiş bu kadınlar hep fakirmiş . Kadınlar kısa sürede ölmüşler. Duydum ki karılarına çok kötü davranıyormuş’ demiş.
Kız çaresiz kala kalmış. Prens te onunla ormanda beklerken bir ara yiyecek bir şey arıyorum diye uzaklaşınca periden yardım istemiş. Peri hemen yanı başında belirmiş.
Prens : ‘ İyilik perisi benim hemen babama bir mektup ulaştırmam lazım bana yardım eder misin ‘ dediği anda kuş tüyü bir kalem ve sihirli bir kağıt beliriyor havada peri ‘ Ne istiyorsanız söyleyin. Hemen babanıza ulaşacak ‘ demiş.
Prens , Babasına evleneceğini söyleyen bir mektup yazdırmış . Mektup biter bitmez bir anda yok olmuş. Prens te kızın yanına dönmüş. Gönderdiği mektupta babasının masasına düşü vermiş. Mektubu alan babası da hemen yola çıkmış.
Kızla prens saklana bilecekleri bir yer ararken bir değirmene rastlamışlar. Kapısını çaldıklarında yaşlı bir çift karşılamış onları.
Kız: ‘ Teyzecim biz zor durumdayız. Askerlerden saklanacak bir yere ihtiyacımız var ‘ demiş.
Yaşlı Kadın : ‘ Sen ormanın girişindeki evde yaşayan ailenin kızısın. En çok unu size satarız. Baban bize en çok parayı veren çok iyi bir adamdır. Gelin sizi misafir edelim ‘ demiş.
İçerde değirmenin üst katında yaşlı çiftin küçücük odasında onları ikram etiği kurur ekmek ve suyu yemişler. Sonrada başlarındaki sıkıntıyı anlatmışlar.
Yaşlı değirmenci : ‘ Sizi kimseye vermeyiz . Burada saklana bilirsiniz ‘ demiş. Kısa süre sonra kapıları çalındığında iki genci un deposuna saklamışlar. Askerle içeri zorla girip her yeri aramış onları bulamayıp gidince ikisi dışarı çıkabilmişler.
Onlar ormanda saklanırken çirkin prens krala kızın getirilmesi için baskı yapıyormuş. Kızı bütün şehirde aramaya başlamışlar. Onlarda ormanda çaresiz bekliyorlarmış. Kral diğer prensler olanları duyup kızlarıyla evlenmekten vazgeçecek diye ailenin diğer kalanını da yakalatıp zindana artırırken Kız akşama kadar gelmezse bütün ailesinin cellatta verileceğini ilan etmiş .
Eğer gelir ve prens le evlenirse ailesine unvan verilecek ve çok iyi hayat yaşayacaklarmış.
Yaşlı çift olanları duyup onlara anlatınca kız gitmek istemiş . Prens yolunu kesip ‘ Benimle evlenin. Evli bir kadını evlendiremezler. Böylece sizi de ailenizi de kurtarabiliriz. Yoksa ne siz nede aileniz kurtulabilir ‘ demiş.
Sonunda kızı evlenmeye ikna ederken akşam olmak üzereymiş. Yaşlı çiftin şahitliği ve değirmenin arka bahçesinde yaşlı çiftin ve bahçede yaşayan ineklerin , eşeğin ve tavukların şahitliğinde evlenmişler yüzükleri de yaşlı kadın getirmiş.’ Bu yüzükler benim ve kocamın yüzükleriydi. Size de bize getirdiği gibi mutluluk getirsin ‘ demiş.
Prens yüzüğü kızın parmağına takınca kızın içine sıcak bir şeyler akmış. Başından beri güvendiği adamdan hoşlandığını anlamış. Sonra onun parmağına yüzü takar takmaz yaşlı kadın minik periye adamda prense dönüşü vermiş. Kız çok şaşırmış . Prens kıza olanı biteni kısaca anlatıp onunla sarayın yolunu tutmuş.
Kral kızı görünce çok kızmış hatta ona zarar vermeye çalışınca prens araya girmiş. Kral o zamana kadar yüzüne bakmadığı adamın prens olduğunu anlayınca ‘ Sakın bana yalan söyleme o senin kocan değildir. O bir prens sen kim o kim demiş’.
Prens te ’sizde onu bir prensle evlendirmek istiyordunuz . Oda benimle evlendi’ Demiş. Kral, bu evliliğe inanamadığını söyleyip kızı zindana atmaya kalkınca birden bir güvercin gelmiş ve prense bir mektup vermiş.
Mektupta kral babasının yolda olduğu prensi ve eşini alıp ülkesine gideceğiz yazıyormuş. Herkes şaşkına dönerken kızın ailesi zindandan çıkmış. Kötü prens bu işe çok bozulsa da bir şey yapamamış. Kral gelene kadar ailesi zindanda kalmaya devam etmişler. Prens sarayda kalırken kız bir odaya kapatılmış.
Çirkin prens kızı almaya kararlıymış. Adamlarına kızı kaçırtmak için saraya sokmuş kızı çuvala kay durup sarayda çıkarlarken iyilik perisi prense olanları anlatmış. Prens Sihirli ipi kullanıp saraydan tutulduğu odadan kaçmış. Adamları sihirli iple bir anda yakalayıp sarmış ‘ Onları zindana götür ‘ dediği anda adamlar kendilerini zindanda bulmuşlar. Prens te kızı kurtarmış. Prens çirkin prensi görünce peşine düşmüş çirkin prens kaçarken sihirli iple ayaklarından yakaladığı gibi prensi tepesi üstü asmış.
Kralın adamları da onları yakalayıp zindana hapsetmişler.
Kral gelmiş. Gelinini ve prensi görmek isteyince kral ne yapacağını şaşırmış. Prens ve giydirilip süslenen kız getirilmiş. Kral bir anda kızın ailesini zindan dan çıkarıp giydirip kuşatmış hemen unvan vermiş. Ama ne mümkün prensin babası durumu bilmekteymiş. Kızı ve ailesini alıp yolla çıkacağını söylerken kötü prens te kralın yanında getirdiği onların ülkenin en çirkin kızıyla evlendirip ülkesine yollamışlar.
Prens ise kız ve ailesini alıp ülkesinin yolunu tutmuş. Ülkeler de üç gün üç gece düğün yapılmış. Bu sırada kız ve ailesinin başına gelenler tüm ülkede duyulunca kralın kızlarıyla evlenmeyi bekleyen prensler evlilikten vazgeçip gitmişler. Kral ne yapacağını düşünürken bir de bakmış . Şehirde hiç kimse kalmamış. Boş ülkenin kralı olmuş.
Prens ve kızda ülkelerinde yapılan kırık gün kırk gece süren bir düğün yapmışlar. Peşlerinden gelen halk da kral tarafından çok iyi karşılanmışlar.
Onlar ermiş muradına biz çıkalım . Dünya turuna.
Mavi İlkay Masal.