hayat engel tanımaz – sihirli fasulye masallı

SİHİRLİ FASULYE MASALLI
Bir varmış bir yokmuş;
Ülkenin birinde tembel mi tembel bir çocuk annesi ile yaşarmış. Kadın kocası ölünce oğluna neyi var neyi yoksa bakmış ama oğlu öyle tembelmiş ki hiç çalışmazmış.
Gün gelmiş paraları bitmiş annesi ne yapacağız diye düşünürken tek çare ineklerini satmaya karar vermiş. Süt beyaz adlı ineği oğluna verip’ Süt beyaz bizim tek gelir kaynağımızdı ama ne yaparsın paramız kalmadı. Sende çalışmıyorsun. Bari süt beyazı pazara götür iyi bir fiyata sata bir süre aç kalmadan yaşayalım’ demiş.
Tembel oğlan ineği almış düşmüş yollara biraz yol gitmiş karşısına garip bir yaşlı adam çıkmış ineğe bakmış çok beğenmiş.’ Delikanlı bu ineği bana satar mısın ‘ demiş. Tembel oğlanda kaç altın verirsin diye sormuş. Adam cebinden beş tane fasulye çıkarınca oğlan gülüp gitmek istemiş. Adam ‘ Bu fasulyeler sihirlidir. Sana bunları vereyim sende ineği bana ver ‘demiş. Tembel oğlan fasulyelerin sihirli olduğunu duyunca hemen ineği verip fasulyeleri almış.
Hemen eve gelmiş ‘ Anne süt beyazı satın . Hem de çok iyi bir şey yaptım ‘ demiş. Sonrada olanları annesine anlatmış. Annesi öyle bir kızmış ki fasulyeleri camdan dışarı atmış. Tavayı da oğluna fırlatıp . Odasından çıkmamasını söylemiş.
Sabahın ilk ışıklarıyla tembel oğlan uyanmış ki birde ne görsün bahçelerinde dev bir bitki. Bakmış bakmış. Bu ne ağaca benziyormuş nede başka bir şeye o zaman aklına o yaşlı adamın fasulyeleri gelmiş. Hiç düşünmeden dev fasulyeye tırmanmaya başlamış.
Tırmanmış tırmanmış. Yorulmuş tam vazgeçip geri dönmeye karar vermiş bakmış çok yüksekte. Yoluna devam etmiş. Sonunda tırmana tırmana bir ülkeye gelmiş. Bu bulutlar arasındaki ülkede her şey çok ama çok büyükmüş. Tarlaları geçmiş dolaşmış. Karnı da çok acıkmış. ‘ şimdi evde olsam annemin yemeklerinden yerdim ‘ demiş.
Yürümüş yürümüş bir de bakmış büyük bir ev hemen koşup kapısını çalmış. Kapıyı dev bir kadın açmış. Tembel oğlan çok korkmuş ama karnı çok aç olduğu için ‘ Karnım çok aç yiyecek bir şey var mı? ‘ demiş. Kadın ‘Var gel içerde ye ama kocam gelince saklan seni görürse hemen yer en sevdiği şey çocukları yemektir ‘ Demiş.
Neyse tembel oğlan kadının önüne koyduklarını yiyecekken birden bir gürültü ve ‘ Fee Fi FO fum. Bir çocuk kokusu alıyorum. Ölüde olsa diride olsa güzel olur onları yemek. Kemiklerini öğütür yaparım ekmek .‘ diye bir ses gelmiş.Kadın tembel oğlana ‘ Çabuk fırına saklan’ demiş.
Kocası içeri girince ‘ Ne çocuğu hayatım. Dün kediye verdiğim etlerin kokusunu aldın her halde gel yemek yiyelim ‘demiş. Beraber yemek yemişler sonra dev kese kese altınlarını saymaya başlamış. Tembel çocukta bunu görmüş. Dev altınları sayarken uykusu gelmiş ve uykuya dalmış. O uyur uyumaz Tembel oğlan saklandığı yerden çıkıp bir kese altını aldığı gibi kaçmış. Önce altını fasulye sırığından aşağı atmış. Sonra kendi inmiş.
Annesi altınları görünce gözlerine inanamamış. İkisi de çok mutlu olmuşlar sonrada altınları harcayarak güzel bir hayat yaşamaya başlamışlar. Günler geçmiş altınlar bitmiş .
Tembel oğlan tekrara fasulye sırığına tırmanmış. Kapıyı çalmış. ‘ Şey ben çok açımda yemek var mı ?’ demiş. Kadın bu sefer ona şüpheyle bakarak ‘ Geçen sefer sen geldiğinde bir kese altınımız kayboldu senin bir haberin yok değil mi? ‘ demiş. Tembel oğlan ‘ Yok değince içeri alıp yemek vermiş.
Tembel oğlan yemek yiyecekken devin sesi gene duyulmuş ‘ Fee Fİ Fo Fum Bir çocuk kokusu alıyorum. Onu yemek pek güzel olur’ demiş. Kadın ‘ Hemen fırına saklan’ demiş. Tembel oğlanda hemen fırına saklanmış. Dev içeri girmiş devin karısı ‘ Hayatım ne çocuğu dün akşam yediğin piliç haşlamanın kokusunu alıyorsun ‘demiş. Sonrada karı koca oturup yemek yemişler sonrada dev ‘ Bana tavuğumu getir’ demiş. Kadın tavuğu devin önüne koymuş dev tavuğa’ Yumurtla ‘ diye emredince tavuk korkuyla yumurtlamaya başlamış. Tembel oğlan bir de ne görsün . Tavuk altın yumurta yumurtluyormuş. Tabii tembel çocuk durur mu dev uyuyunca tavuğu aldığı gibi evine götürmüş.
Annesi oğlunun tavukla geldiğini görünce gözlerine inanmamış. ‘ Hiç yoktan iyidir yumurtasını yer fazlasını satarız’ demiş. Tembel oğlan gülerek ‘ Anne bu senin bilgin tavuklardan değil demiş ve tavuğu masanın üstüne koyup ‘ Yumurtla ‘demiş.’ Tavuk altın bir yumurta yumurtlayınca annesi gözlerine inanamamış. Çok mutlu olmuş . Bu sırada dev tavuğunun çalındığını anlayıp yeri göğü inletse her yeri arasa da ne tavuğunu nede çalanı bulabilmiş.
Anne ve oğlu tavuklarına gözleri gibi bakarak mutlu mutlu yaşıyorlarmış. Tembel oğlan gene fasulyeye tırmanıp devin değerli başka bir şeyini daha almaya karar vermiş. Bu sefer çıktığında kapıyı çalmamış saklanrak girmiş eve sonrada bakır kazanın içine saklanmış. BU sırada dev eve ‘ Fe fi fo fum bir çocuk kokusu alıyorum diye girmiş. Karısı ‘ Gene mi geldi. Kocacım fırına bak ordadır’ demiş. Fırına bakmışlar yok evi her yerini aramışlar ama çocuğu bulamayınca vazgeçmişler dev çok yorulmuş. Yemek yemişler sonra dev sakladığı yerden altın bir harp çıkarmış sonrada onu dizine koyup ‘ Bana nini söyle ‘demiş. Altın harp ona niniler çalıp söylemiş ve dev uykuya dalmış.
Tembel oğlan hemen harpı görmek için devin dizine tırmanmış. Bakmış harp çok güzel onu çok istediğini anlamış ve aldığı gibi kaçmaya başlamış ama harp ‘ İmdat imdat ‘ diye bağırmaya başlamış. Bunu duyan dev uyanmış ve tembel oğlanın peşine düşmüş. ‘ Seni buldum çocuk ‘ Bana harp geri ver .Seni yakalayınca pişirip bir güzel yiyeceğim. Kemiklerinden ekmek yapacağım. Harp ver. Tavuğumu ver ‘ diye bağırmış çağırmış ve tembel oğlanı kovalamış. Tembel oğlan yaptığından öyle pişman öyle pişman olmuş ki . Arkasına bakmadan fasulye sırığına sarılıp aşağı inmiş. O iner dev durur mu oda inmeye başlamış. Oğlan harpı bırakıp bir balta kapmış annesine de’ Anne balta al gel dev geliyor ‘demiş. Annesi bir bakmış dev geliyor oda baltayı kapmış ikisi birlikte fasulye sırığını kesmişler ve dev fasulye sırığı ile yere düşer .Düşünce de ölmüş.
O günden sonra Anne ile tembel oğlu mutlu yaşamışlar. Harp çaldıkça tavuk yumurtlamış. İnsanlar harp dinlemeye başlamış. Para karşılığı harpın güzel müziğini dinlemişler.
Hatta tembel oğlanın güzel bir prensesle evlendiği söylenirmiş.
BU masalda burada bitmiş.