KURTÇUK

KURTÇUK
Bir zamanlar bir kurtçuk varmış. Kurtçuk kendine güzel büyük tatlı bir elma seçip evine yerleşmiş. Oh evi önceleri çok küçükmüş. Karnı da aç olan kurtçuk elmadan kocaman bir ısırık almış bir ısırık daha ve bir ısırık daha derken kendine kocaman bir oda yapmış. Odasına yerleşmiş. Manzarada güzelmiş.
Bir süre sonra kurtçuk gene açıkmış : ‘ Madem yemek yiyeceğim şu evime yeni bir oda ekleyim’ demiş. Yemiş yemiş sonunda nefes alamayacak hale gelince durmuş. Yeni odasında uyuya kalmış. Uyanmış biraz kapı önüne çıkıyım diyip gezmiş gelmiş.
Bir süre evini gezmiş. Bu eve iki oda yetmez bir oda daha ekleyim demiş. Derken yeniden açıkmış. Yeni bir oda istemiş. Kurtçuğun istekleri bitmiyormuş. Ama sonunda elma yok olmuş. Kurtçuk bakmış evsiz kalmış.
Başlamış yeni ev aramaya yine büyük güzel bir elma seçmiş derken başlamış kemirmeye oda bitmiş sonra yeni ev gelmiş. Bizim kurtçuk şişmiş şişmiş artık yürüyemez olmuş. Ama yemekten vazgeçmemiş. Yeni bir eve ihtiyacı olmuş. Başlamış ev aramaya yürümüş yürümüş kan ter içinde kalmış.
Derken kocaman güzel bir elma bulmuş tam evine yerleşecekmiş birde bakmış genç ve güçlü bir kurtçuk bu güzel evin sahibiymiş. Vazgeçip başkasını aramış aramış sonunda bulmuş bakmış başka genç bir kurtçuk o elmanın da sahibi derken başka bir elma sonra başka bir elma hepsi sahipliymiş. En son büyük tatlı elmada ise kendi gibi göbeğinden yürüyemeyen yaşlı bir kurtçuk varmış. Bakmış olacak gibi değil oradan uzaklaşıp gitmiş. Ama çok arasa da büyük elma bulamamış açlık dayanılmaz hale gelince küçük bir elmaya yerleşmiş. Bir türlü sığamıyormuş. Kuyrugu dışarda kalmış. Böyle böyle küçük elmalarda yaşamaya başlamış taki yaşadığı bahçeye çifçi gelip bütün elmaları toplayana kadar.
Çiftçi elmaları toplamaya başlayınca kurtçuklar bağırıp çağırarak kaçmaya başlamışlar. Gençler hemen kaçıp uzaklaşmışlar. Yaşlıların büyük elmalarda yaşayanları kaçmış. Ama bizim kurtçuk sıkıştığı küçük evinden kaçamayıp çiftçinin sepetine atılmış.
Birileri onu yuvarlamış evinde sürekli deprem olurken kurtçuk çaresizce beklemiş. Deprem bitince çıkmak istemiş ama bakmış dışarısı çok soğuk evinden çıkmamış ama yiyip karnını da doyuramamış. Yese evsiz kalacakmış. Derken kış bitip tam kurtuldum derken birden yer yarılmış evi parçalanmış ve ışıkla dolan evinin ortasında kala kalmış. Bakmış ona bakan iki kocaman göz. Karşısında bir dev ne yapıp kaçacağım derken dev onu eviyle beraber çöpe atmış. Kurtçuk o günden sonra çöplükte berbat bir hayata başlamış. Hayatının çok kötü olamaz diye düşünürken birden dünyası kararmış. Hava azalmış kurtçuk saklanıp depremin geçip karanlığın aydınlığa dönüşeceği günü beklemeye başlamış.
Derken istediği olmuş. Önce dünyası başına geçmiş sonra karanlık dünyasından çıkmak istemiş . Çabalamış çabalamış tırmanmış çıkmaz yollardan geçip gördüğü ufacık delikten çıkmış. Birde bakmış çok büyük bir dünya ama burada nasıl yaşayabileceğini bilmiyormuş. Üstelik yiyecek yemek bulması çok zormuş. Derken bakmış kocaman canavarlar ona saldırıyor. Bunlar kapkara uçan kocaman kötü çığlık çığlığa bağıran canavarlarmış. Bu canavarlar kargalarmış. Yemek arayan kargalar çölleri karıştırıyorlarmış. Onlardan kaçan kurtçuk zorlukla yürürken birde bakmış koca burunlu sivri dişli keskin gözlü bir başka canavar kedi peşinde , sonra gökyüzünü ileten bağırtı duyulmuş. Peşinden gelen kediden kaçacak hali kalmayan kurtçuğu Toprağı inleten koca koca ayaklarıyla koşan kocaman başka canavarlar köpekler kediden kurtarmış ama kargalar taze yemek görünce bırakır mı? Kurtçuğun peşine düşmüşler bizim kurtçuk geldiği yere saklanmış ama ne fayda etrafını saran kargalar dan kurtulmaya çalışsa da yapamamış . Koca vücudunu taşıyamamış. Yürümeyi unutan ayaklarını kullanamamış. Av peşinde bir karganın yemeği olmuş.
Mavi İlkay Masal.
insanlarda masalda bahsedilen kurt gibi değil mi insanlar ellerindekilerin kıymetini bilmeyen yani azla yetinmeyip her daim daha fazla olsun isteyen kimselerdir.
düşünmezler kanaat etmedikleri az yüzünden çoğu ararken kendisinden güçlü bir şahsın elinde oyuncak olacaklarını fakat aç gözlülüklerine devam ederler.
masaldaki kurdun sonu misali vazgeçmedikleri aç gözlülükleri o kanaatsiz şahısların sonu olur.
her zaman insanlara şunu söylerim azla yetinmeyen çoğu hiçbir zaman bulamaz.
bu da bana sevdiğim büyüklerimden bana bırakılan güzel bir mirastır.
şimdi bana diyeceksiniz sözden miras mı olur.
fakat bazı sözlerin yıllar geçse de maddiyat yanında her daim kıymeti büyüktür.
o yüzden bazı sözler hayatı zorlukları ile yaşayanlara çok büyük ve değerli bir mirastır.
BeğenLiked by 1 kişi
Gerçek miras . Öğrendiklerimizi gelecek kuşaklara aktarmaktır. Öğrendiğimiz en önemli şeyde ahlak ve erdem olmalıdır. Erdeme giden yolda gözü tok olmaktan geçer. Aç gözlü olan insan hiçbir yola , ipe sapa gelmez. Gelemez.
BeğenLiked by 1 kişi