AÇ GÖZLÜ

AÇGÖZLÜ
Bir zamanlar günlerden bayrammış. Bir mahallede yaşayan bilge mahalleli ile bayramlaşmak için mahallede dolaşmaya çıkmış.Mahalleli bilgeyi görünce etrafında toplanmış bayramlaşıp sohbet etmeye başlamışlar.
Onlar sohbet ederken mahalli bir genç geçmekteymiş. Kalabalığı görünce yanlarına gelmiş. Sohbete katılmış. Herkes genç adama yeni kıyafetlerine imrenerek bakıyormuş içlerinden biri ‘ Her gün yeni bir kıyafet giyiyorsun. Bu gün bayram biz bayramlardan bayramlara yeni kıyafet alıp giyerken sen her gün bu kadara kıyafeti nereden alıyorsun ?’ demiş.
Genç ‘ Ben güzel ve yeni şeyler giymeyi seviyorum. En sevdiğim şey giyinmek , gezmek , tozmak . Ülke ülke gezmekten hoşlanıyorum. Benim başka derdim yok ki !’ demiş.
Herkes genç adama imrenerek bakınca bilge ‘ Güzel hayat demek her gün yeni kıyafet giyiyorsun. Her gün geziyorsun. Peki evladım sen ne iş yapıyorsun? ‘
Genç gülmüş ‘ Bey amca ben çalışmam. Param çok yer içer gezerim. ‘
Bilge ‘ peki evladım. İyi de bu para nereden geliyor ?’ demiş.
Genç ‘ Babamın dükkanları var her hafta uğrarım kasadaki bütün parayı alır yerim ‘ demiş.
Bilge ‘ İyide evladım. O işler kendi başına mı işliyor. Sen neden işlerinin başında durmuyor musun ? ‘ demiş.
Genç ‘ Ben rahmetli babamın işlerinden anlamam. Orda çalışanlar işi yürütür bende yer içer gezerim. Keyfime diyecek yok hazır olanı yemek çok tatlı ‘ demiş.
Bilge ‘ Hazır olanı yemek tatlıdır tabi zahmetsizce geleni kim yemez! Ama her insan kendi işinin başında durur. Durur ki işinin hayrı parasının bereketi olsun. Evladım bir insanı keyifle yiyeceği en güzel para kendi çabasıyla kazandığı paradır. ‘ demiş.
Genç ‘ Bey amca çalışmak neymiş böylesi güzel. ‘ demiş.
Bilge ‘ Diyelim ki bir gün babandan kalan her şey gitti .O zaman ne yapacaksın? Ne yiyip ne içeceksin?’ demiş.
Genç ‘ O zaman annemin parasını yer gezer tozarım ‘ demiş.
Bilge ‘ Onun parasıda biterse?’
Genç ‘ karımın parasını yerim ‘.
Bilge’ O parada biterse ?’
Genç ‘ Kayınpederimin parasını yerim o biterse kaynanamın parasını yerim. O biterse amcamın parasını yerim. Onun parası biterse halamın parasını yerim. ‘ demiş.
Bilge ‘ Onların çocukları çolukları geçim derdi yok mu ki paralarını sana versinler ‘ demiş.
Genç ‘ Bende o zaman abimin parasını yerim. O bitince ablamdan para isterim ‘ demiş.
Bilge ‘ Ne diyip istersin ? Onlarında geçindirecek evleri yok mu? Senin ailende herkes zengin mi ? ‘ demiş.
Genç ‘ Yoo herkes çalışıp kendi parasını kazanır. Abim binbir emekle kendine bir dükkan kurdu. Tam on beş yıldır küçük dükkanını büyütüp kocaman yaptı. Şimdi kendine birde ev aldı. Çocuklarıyla yaşıyor. Senin anlayacağın rahata çıktı. Fazla parası var bana verir ne olacak ! Ablamda eşiyle gece gündüz demeden çalışıp para biriktirdi. Hatta yanında çalıştıkları patronları haklarını yiyip ikramiyelerini vermedi .İşten de attı. Aylarca kıt kanat geçindiler. O zaman babam onlara destek oldu. Az bir para verip ablam ve eniştemin biriktirdiği parayla birleştirip bir dükkan açmalarına yardım etti. Şimdi onlarda iyi durumda açtıkları dükkanlarını satın aldılar. Hatta şimdi evleri de var. Senin anlayacağın rahata çıktılar. Eh bende zamanında babamın onlara verdiği parayı isterim. Az buz bir para değil. Bana uzun süre yeter ‘ demiş.
Bilge ‘İyi güzelde evladım. O para senin değil ki o parada senin hakkın olsun. Baban gönül rızası ile kendi evladına yardım etmiş. ‘
Genç ‘ Olur mu öyle şey onların hepsine baba yardım etti. Babam onlara yardım etti bana etmedi. O zaman onların her şeyinde benim hakkım var . ‘
Bilge ‘ Evladım öyle şey olmaz. Baba evladına insan insana yardım eder. Hem baban sanada yarım etmiş. Sanada işlerini bırakmış ama senin kıymet bildiğin yok. Bak evladım. Hazıra dağ dayanmaz.’’ Atalarımız taşıma suyu ile değirmen dönmez ‘’ demişler. Boşuna dememişler. Onlar sana yardım etsede bu senin işini birkaç gün görür sonra ne olacak ? Kimse sana yardım etmeyecek ve sen dara düşeceksin. Her insan kendi yağı ile kavrulmalıdır. Başkasının malına mülküne yan gözle dahi bakmamalıdır. Nitekim herkesin rızgı ayrı yaratılmıştır. Senin kimsenin kendi kazandığı yada kendi rızası ile veriği malda , mülkte , parada hakkın yok. Senin hakkın babanın sana bıraktığında . Birde senin görevin var; kendi rızgını kazanmak . İşte o sebeple baban kendi işini sana bırakmış. Unutma kendin çalışır kazanırsan kazancın bereketli ve kıymetli olur. ‘ demiş.
Genç bu sözlerden sıkılmış ‘ Bey amca ne söylüyorsun anlamıyorum. Herkese iyi bayramlar bana müsaade ‘ diyip gitmiş.O gidince herkes bilgeye gençle neden öyle konuştuğunu sormuşlar. Biri ‘ Efendim siz merak etmeyin onun mirası öyle yemekle bitmez. ‘ demiş. Bir başkası ‘ Efendim onun iş yerlerinde çalışanlar dürüstlerdi Ona kazancı verirler ‘ demiş.
Bilge hepsine dönüp ‘ Olabilir ama unutmayın. Hiç emek etmeden alınan paranın ne hayrı nede bereketi olur. İster ki bu baba , ana mirası olsun. Şunu unutmayın kimsenin malında kendinize pay aramayın yada hak iddaa etmeyin . Herkes kendi ekmeğini yer fazlasını yiyenin başına iş gelir bir daha iflah olmaz. Bu genç adam aç gözlülük iletine tutulmuş. Bu dünyanın en kötü şeyidir. ‘
Orada bulunan herkes şaşırmış ‘ Açgözlülük ileti nedir efendim ‘ diye sormuşlar.
Bilge ‘ Bu ilete tutulanın gözü doymaz. Her gün yeni bir şey giyer ama dolap dolusu kıyafetleri olur. Daha üstündeki yeni kıyafeti çıkarmadan gider yenisini alır . Sabah kalkar kahvaltısını yapar daha sofradan kalktığı an açıktım der. İki adım gitmeden gene bir şeyler yer . Yediği şeylerin hiçbirini de beğenmez. Önce evinde yer ev yemeğini beğenmez. Mahalle lokantasında yer. Onu beğenmez restorana gider onu beğenmez yüz çeşit yeme yapan yere gider. Az yapmışsınız der şehrin en ünlü restoranına gider. Onu beğenmez dünyayı gezer yer içer. Hiçbir şeyi beğenmez olur. Yüz çeşit yer doymaz. Önce evini beğenmez. Sonra mahallesini beğenmez. Sonra şehrini beğenmez. Sonra ülkesini beğenmez. Böylesi insanlar en üzücüsü de önce evlerini ailelerini sonra mahallelilerini sonra şehrin insanlarını sonra ülkesinin insanlarını beğenmez küçük görürler. Yani çıktığı kabuğu beğenmezler. ‘ demiş.
Mahalleli ‘ Efendim peki de biz bu insanları nasıl tanırız ?’ demişler.
Bilge ‘ Az önce bir tanesini gördünüz . O gence imrenerek bakarken aslında sizde o açgözlülük iletine düşmenin yoluna girdiniz. Sakın yapmayın. Kendinize yazık etmeyin. ‘ demiş.
Herkes birbirine bakmış sonra bilgenin o berrak cam gibi gözlerine bakıp kendilerinden utanmışlar .
Mahalleli ‘ Peki efendim biri bu ileten nasıl kurtulur?’ demişler.
Bilge üzüntü ile başını sallamış ‘ Kendi istemezse kurtulamaz. Ömrü boyunca kibrinden kimseyi beğenmez . Kendi dışında kimseye saygı duymaz; kıymet vermez. Hiçbir şeyle mutlu olmaz bir gün gelir. Bu uğurda her şeyini harcar. Bütün malını mülkünü kaybeder. Bu sırada bütün sevdiklerinide kaybeder. Bir gün yapa yalnız çaresizlik ve karanlık içinde kalıp yok olur gider. Ben bu ilete tutulanlara üzülürüm ama en çok etrafındaki insanlar böyle açgözlü olan onların arasında kalmış insanlara üzülürüm ‘ demiş ve çekip gitmiş. Herkes birbirine baka kalmış.
Mavi İlkay Masal.